İtaatın Karşıtı Olarak Cürm:

        



Bu bakımdan ‘cürm’ aynı zamanda bir haddi aşma, taşkınlık yapma, haksız yere suç işlemektir. Mücrim kimseler, Din’in çizdiği sınırlara uymayıp, kendilerine ceza kazandıracak işleri yapan kimselerdir.



Allah’a şirk koşan ya da Allah’ı ve O’nun gönderdiği âyetleri inkar eden inkârcılar, mücrim’lerdir. Onlar, Rablerine karşı suç işlerler, yaptıkları sebebiyle ve kazandıkları yüzünden cezayı hak ederler.



Kur’an, mücrim’lik sıfatını hukukí bir suç olmaktan çok, inkârcılar ve O’nun âyetlerine karşı isyan eden kimseler hakkında kullanmaktadır.



‘Ecrame’ fiilinin masdarı olan ‘icram’ da suç, kötü yaptırım, elde ettiği kazancıyla günaha girme demektir.



Cürm’, kişiye ceza ve azap kazandıran eylemdir. Kişi, yasaklanmış davranışlarda bulunarak bu sonucu kazanmaktadır. Kur’an, Allah’a karşı isyanda bulunanlara ve haddi aşanlara bu kelime ile bir hatırlatmada bulunuyor.



Nice inkârcılar ve Allah’ın âyetlerinden yüz çeviren kibirli kimseler, yaptıklarının doğru olduğunu zannederler.  Dünya hayatını istedikleri gibi yaşayabileceklerini, canlarının istediğini yapmakla; bir anlamda Allah’ın emir ve yasaklarını çiğnemekle mutlu olduklarını sanırlar. Kur’an, onların bu düşüncelerinin ne kadar yanlış olduğunu onlara ‘mücrim’ diyerek ihtar ediyor. Onlar böyle yapmakla, bu şekilde inanıp yaşamakla bir kazanç elde etmiyorlar. Bilakis azap kazanıyorlar, suçlarının cezasını artırıyorlar.



Bir âyette ‘cürm’ işleyenlerle müslümanlar birbirinin karşıtı olarak gösteriliyor. Bu anlamda ‘cürm’; İslâm olmanın, İslâma uymanın zıddıdır.[85]