Cin ve Şeytanın İnsan ile Olan Münasebetleri

İnsanları aldatarak, küfre ve sapıklığa yöneltmeğe ve onların ahlakını bozmaya çalışan şeytan, insanın açık bir düşmanıdır.[85]



Eskiden müşrikler, ilahî sırları bildiğini sandıkları ve bu sebeple korktukları cinleri ilahlık derecesine çıkarırlardı. Dev, gulyabani, şeytan, peri, cin ve melek adıyla andıkları, hayra veya şerre kaadir sandıkları esrarengiz ruhanî yaratıkları ilah kabul ederek, onlara tapınırlardı. Her birine çeşitli tılsımlar, sihirler yapan Sabiîler, cahiliyye Arapları ve diğer müşrikler, görülmeyen gizli yaratıklar olan cin ve şeytanları Allah'a ortak koşar, O’na oğullar ve kızlar uydururlardı.



Bazı insanların zannettiği gibi cinler ve şeytanlar, ne göklere  yükselirler, ne ilahî sırları kulak hırsızlığı yapıp öğrenerek yeryüzüne inerler. Bu, onların ne görevidir, ne de buna güçleri yeter. Bununla birlikte, insanların görmediği ve bilmediği bir çok manevî ve âdi olayları görür ve bilirler. Fakat, cinlerin şeytanlıklarına kapılarak ve gaipten sırlar öğrenmek sevdasıyla onların istilasına düşmemeli, kötü tasarrufuna girmemelidir. Cinlere verilen tasarruf kudreti, insanlara verilen idrak kuvvetinden daha yüksek değildir ve bunların hepsi ilahî kudret önünde bir hiçtir. Onun içindir ki, Allah'a ihlasla iman eden gerçek mü’minler onlardan korkmazlar ve istilalarına uğramazlar. Çünkü Kur’an-ı Kerim’in nuru onları yakar. [85]