A. Cellale ile Deli Dana arasında Bulunan Benzer Hususlar:

1. Her ikisi de eti yenen evcil hayvanlardır.



İslam kaynaklarında cellale deve, sağır, koyun-geçi gibi eti yenen dört ayaklı evcil hayvanlar ile tavuk, horoz ve kaz gibi eti yenen evcil kanatlılar olarak tanımlanmaktadır. Veterinerlik açısından da adı üzerinde Deli Dana, eti yenen dört tırnaklı hayvan ile eti yenen evcil kanatlılardır.



2. Her ikisi de çoğunlukla süt veren dişi hayvanlardır.



Yukarıda belirtildiği gibi, Hz. Peygamber, dişi hayvan anlamına gelen "cellale" sözcüğü île tabir ettiği gibi "etleri ve sütleri de yasaktır' buyurmakla, süt veren hayvanlara dikkat çekmiştir. Bilimsel araştırmalara göre de bu hastalık % 45 oranında süt sığırlarında, % 4 oranında da besi sığırlarında yani boğalarda görülmüştür.



3. Her ikisi de leş ve gaita gibi beşeri veya hayvanı ürünlerle beslenen hayvanlardır.



İslam kaynaklarında cellale, leş ve gaita gibi necis şeyler yiyen ve eti yenen evcil hayvan olarak tanımlanırken Deli Dana da bilimsel araştırmalara göre etkemik unundan yapılan yemlerle yanı hayvansal ürünlerle beslenen hayvandır.



4. Her ikisinin taşıdığı hastalık, bulaşıcı riskini taşımaktadır.



Hz. Peygamber'in cellalenin etini sütünü yasakladığı gibi çıplak olarak ona binmeyi de yasaklaması, cellale hastalığının et ve sütü yemekle geçme tehlikesini ve hatta ona dokunmakla bulaşabilme riskini ortaya koymuştur. Deneysel araştırmalar da Deli Dana hastalığının kesin olmamakla birlikte insana geçme riskinin bulunduğunu vurgulamaktadırlar.



5. Her ikisinde bu hastalığının kuluçka devresi çok uzundur.



İslam kaynaklarına göre, bir hayvanın cellale olabilmesi için vücudunun kokusu, tadı ve rengini bozup değiştirecek kadar leş ve gaita gibi pis şeyleri yemesi gerekir. Bu ise uzun zaman gerektirir. Hatta, zaman zaman temiz ve tabii yem ile beslenirse cellale olamaz. Bilim açısından da Deli Dananın kuluçka devresi 2-10 yıl gibi uzun bir süredir. [85]