CEHENNEM

Derin kuyu, ahirette kâfir ve günahkâr kimselerin azap çekecekleri ceza yeri. Kur'an-ı Kerîm'de inanan ve güzel amel işleyen kimselere Cennet vadedildiği gibi[85]; kâfir ve günahkâr kimselere de Cehennem vâdedilmiştir. Kâfir, münâfık ve müşrikler Cehennem'de ebedî kalırlar, orada ölmezler ve azabları hafifletilmez. Tövbe etmeden günahkâr olarak ölen ve Allah'ın kendilerini affetmediği mü'minler ise Cehennem'de ebedî kalmazlar. Kendilerine günahları kadar azap edilir. Sonra oradan kurtulup Cennet'e girerler ve orada ebedî kalırlar.[85]



Allah Cehennem'i diğer yaratıklardan önce yaratmıştır ve şu anda mevcuttur, yok olmayacaktır. Nitekim şu ayetler bu durumu gayet açık ifade eder:



"Artık o ateşten sakının ki, onun tutuşturucu odun (kâfir) insanlarla taşlardır. O (ateş) kâfirler için hazırlanmıştır." (el-Bakara: 2/24)



"Kâfirler için hazırlanan ateşten korkun." (Âli İmrân: 3/131)



Enes b. Mâlik'ten rivâyet olunan bir hadiste de Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır:



"Demin Cennet ile Cehennem şu duvarın yüzünde bana arz olundu."[85]



Ateş, insan cismine çok büyük acı ve ızdırap verdiği için ahirette kâfir ve münâfıkların cezası ateşle verilecektir. Böylelikle Cehennem, Allah'nı tutuşturulmuş ateşinin ismidir.[85]



İşte Cehennem'in en açık vasfı ateş olduğu için bazen, Cehennem yerine ateş manasına "nâr" kullanılır:



"Şüphesiz ki münâfıklar nâr (Cehenneın)'ın en aşağı tabakasındadırlar." (en-Nisâ: 4/145) [85]