Her Cami Bir Okul

Ülkemizde bulunan camilerin bir kısmının, etrafındaki medreselerle birlikte birer üniversite haline getirilmeleri bir hedef olarak zihinlerimizde durabilir. Fakat bütün camilerimiz, ilk ve orta dereceli okul seviyesinde bir kısım derslerin okunacağı birer mekan haline dönüştürülebilir. Buralarda da Kur'an-ı Kerim, Arapça, fıkıh, kelam, tefsir, hadis, hat, Türk Dilbilgisi, Türk Tarihi, İslâm Tarihi gibi bir kısım dersler okutulabilir. Açık öğretim imtihanı gibi bir imtihan düzenlenerek bu derslere katılmış olan veya bu dersleri başka yerlerde, kendi özel imkanlarıyla almış olan kimselerden başarılı olanlara birer sertifika verilir. Sertifikalar kendi aralarında bir sıralamaya tabi tutulur. Şu şu derslerin sertifikalarına sahip olanlara ilkokul, şu sertifikalara sahip olanlar ortaokul, daha başka bir bölümüne sahip olanlarda lise veya İmam Hatip Lisesi mezunu kabul edilebilirler. Böylece hem öğretimde kalite artmış olur hem de yediden yetmişe herkese hitabeden ciddi bir öğretim seferberliği yapılmış olur.



Ayrıca ömrünün bir döneminde okumamış veya arzuladığı bir dersi alamamış olan kimselere okuma kapısı daima açık kalmış olur. Belirlenecek miktarda sertifika sahipleri üniversiteye de girebilmelidirler. Bu sayede devletin Milli Eğitime yapacağı harcamalarda büyük bir tasarruf da söz konusu olur. Bu bizim kendi öz sistemimizdir. Bütün dünya bu sisteme doğru kaymaktadır. Bu sistemi İngilizlerin bir süredir uyguladığı ve sertifikaları da O-level ve A-level diye guruplara ayırdığı malumdur.



Bu sayede, cami olarak yapılmış olan o mükemmel binalar, İslâm tarihindeki birer öğrenim ve eğitim merkezi olma fonksiyonlarına yeniden kavuşmuş olurlar. Camilerden ve müslümanlardan korkan zihniyet artık yerini ileri görüşlü temiz ve hür fikirli insanlara bırakmaya başladığı için bu işin zor olacağını zannetmiyorum. [72]