Biat Nedir?

‘Biat’in aslı, satmak, satın almak anlamına gelen bey’ masdarıdır.



‘Biat’, yöneticiliği birine vermek, bir kimsenin yöneticiliğini benimsemek demektir.                                                                                                                                                           



Kavram olarak ‘biat’, müslümanların devlet başkanını (veliyyü’l emr’i) seçme,  belirleme ve İslâmí hükümlere uygun işlerde ona bağlılık göstermedir. Müslümanların içerisinden çıkan ehl-i hal ve’l akd (müslümanların işlerini görmek üzere seçilen yetkili şûra-danışma topluluğu ) tarafından tesbit edilen bir imama (halifeye ) itaat ve bağlılık sözüdür.



‘Bey’’, yani alım-satım bir değer karşılığında bir değeri vermek demektir. Araplar önceden alış-verişlerde yaptıkları satış akdini (anlaşmayı) kuvvetlendirmek üzere el sıkışırlardı. 



Buradan hareketle, müslümanlar da bir başkan seçerken el sıkışma örneğini almışlar ve aralarındaki benzerlikten dolayı buna  da ‘biat- bey’at’ demişlerdir. Sorumlu başkanı seçme konusunda yönetilenler haklarını seçtikleri kişiye, seçilen kişi de onların hakkına ve Allah’ın koyduğu sınırlara uymak şartıyla  bunun karşılığını yönetilenlere, yani biat edenlere verir.



Bu tıpkı rıza ile bir mal alım-satımındaki anlaşma gibidir. Bir taraf  kendi isteği ile, yönetim emanetini hakka-hukuka uyma şartıyla biat ettiği kimseye verir ve ona bağlı kalacağını ilan eder. Kendisine biat edilen de biat edenleri Allah’ın hükümleri doğrultusunda yöneteceğine söz verir. [76]



Arapça bir kelime olan bey'ât; "kabûl etmek, bir akitten (anlaşmadan) râzı olmak ve tasdik etmek" gibi mânâlara gelir. İslâmî ıstılâhta: "Bir mükellefin, ehil bir cemaat (ehl-i hal ve'l akd) tarafından tesbit edilen halifeye, (imama, ulü'l-emr'e) itaat edeceğine dair, söz vermesine bey'at denilir." Bu bir anlamda mükellefin, meşrû (şer'i) olan her emirde (hoşuna gitse de, gitmese de) itaat edeceğine dair sadakat yeminidir. Zira Resûl-i Ekrem (sav): "Müslümanlar, gerek hoşlarına giden, gerek hoşlarına gitmeyen her hususta kendilerinden olan emir sahiplerine itaat ederler. Bununla yükümlüdürler. Ancak günah işlemeleri emredilirse, itaat etmezler."[76] buyurduğu bilinmektedir. Yine diğer bir hadis-i şerifte "Allahû Teâla (cc)'ya isyan hususunda mahlûka itaat yoktur. İtaat ancak ma'rûftadır"[76] buyurulmuştur. Dolayısıyla bey'at sonucu ortaya çıkan itaat, İslâmî hükümlerle sınırlıdır. Şeriata ittiba esastır.[76]