Sarhoşluk Veren Maddenin İlaca Karıştırılması

Bazı ilâçlara alkol veya başka sarhoşluk veren maddeler karıştırılmakta ve tedavi için bunlar doktor tarafından hastaya tavsiye edilmektedir. Bu konuda önce ilâcın alkolsüz olan alternatifi varsa Müslüman hasta için bunun tercih edilmesi gerekir. Alternatifi yoksa ve şifa vereceği veya hastayı rahatlatacağı kesin olursa hastaya böyle ilaç kullanmak mübah olur. Günümüzde pek çok depresyon ve nörolojik vak'alarda kullanılan ilaçların çoğunda müsekkin maddesi bulunmaktadır. Hastanın sinir sistemi teskin edilerek, acı duyması önlenmekte, uykusuzluğu giderilmekte ve ameliyatlarda heyecan ve panik hali en aza indirilmektedir.



İlaçlarda kullanılan müsekkin maddesi bazı istihaleler geçirerek değişime uğrarsa aslında bulunan "necis (pis)" olma niteliği de değişebilir. Büyük Hanefî hukukçusu el-Kâsânî (ö. 587/1191) Muhammed b. Hasen eş-Şeybânî'nin (ö. 189/805)'nin bu konudaki görüşünü açıklarken şöyle der:



"İmam Muhammed'e göre necaset zamanın geçmesiyle başkalaşır ve özellikleri nitelik değiştirirse başka bir şey olur ve temiz hale gelir... Necâset istihale geçirip nitelikleri ve anlamı değişince pis olmaktan çıkar. Çünkü necâset sözcüğü bir şeye, belirli bir niteliğinden dolayı ad olarak verilmiştir. Vasıf değişince ad da değişir ve sirkeye dönüşen şarap gibi olur" (el-Kâsânî, el-Bedâyi'l, 85)



Mâlikîlerden İbnü'l-Arabî şöyle der: "Bir kimse murdar hayvanla tedaviye muhtaç olursa, ya olduğu gibi kullanır veya yaktıktan sonra kullanır. Eğer yakmak suretiyle değişikliğe uğrarsa onun tedavide kullanmak ve üzerinde bulunduğu halde namaz kılmak caizdir" (İbnü'l-Arabî, Ahkâmü'l-Kur'ân, I, 59).



Hanbelîlerden İbn Teymiyye de bu konuda şöyle der: "Murdar hayvan, kan, domuz eti ve benzerlerinden Allah Teâlâ'nın haram kıldığı pis maddeler suya veya başka bir sıvıya düşüp karıştığı, parçalanıp vasıf ve eseri kalmadığı takdirde, artık orada ne murdar hayvan, ne de kan, ne de domuz eti vardır. Şarap da akıcı bir maddeye karışıp kaybolduğu ve (duyu organlarıyla algılanabilen) bir niteliği kalmadığı takdirde, o maddeyi içen şarap içmiş değildir" (İbn Teymiyye, Fetâvâ, I, 20).



Sonuç olarak yenilmesi ve içilmesi haram olan bir maddeden az bir miktarı eriyip kaybolacak, rengi, tadı veya kokusu yahut kendisine ait etkisi kalmayacak şekilde bir ilâca karıştırılmış olursa; erime, veya pişme yoluyla başka şeye dönüşen necâsete kıyas edilerek, haram olma vasıfları kalkar ve ilâç olarak kullanılmalar da caiz olur (bk. Abdillkerim Zeydan, İslâm Hukukunda Zarfiret Hali, Terceme, H. Karaman, İslâm'ın Işığında Günün Meseleleri, İstanbul 1982, I, 312 vd).