Yol Kesicilik Cezasını Düşüren Haller

Aşağıdaki durumlarda yol kesme cezası düşer.



1. Yolu kesilmiş olanların, yol kesicilerin ikrarını yalanlaması.



2. Yol kesicilerin ikrarlarından dönmeleri. Bu takdirde şüphe yüzünden ceza düşer. Ancak ikrarları kısası veya malın tazminini gerektiriyorsa bununla hükmedilir. Çünkü ikrardan dönmekle şahıs haklarına taalluk eden hususlar düşmez.



3. Yolu kesilenlerin ikame edilen delilleri yalanlamaları. Meselâ; onlar şahitlerin yalan söylediklerini öne sürseler artık had uygulanmaz.



4. Yol kesicilerin, aldıkları mala herhangi meşrû bir yoldan mâlik olmaları. Meselâ; olayın mahkemeye intikalinden önce veya sonra bu malları satım, bağış, miras gibi bir yolla mülk edinseler artık had uygulanmaz.



5. Yol kesicilerin pişmanlık duyup teslim olması. Böyle bir durumda had düşer. Çünkü, yol kesmenin cezasını bildiren âyetin devamında şöyle buyurulur; Âncak kendilerini yakalamanızdan önce tevbe edenler olursa; bilin ki Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir" (el-Mâide, 5/34). Ancak bu durumda pişmanlıklarının gereği olarak, aldıkları mallar mevcut ise aynen, değil ise bedel olarak sahiplerine geri vermeleri gerekir. Diğer yandan bir takım yol kesiciler, bir kısım insanların mallarını almış iken, daha sonra elde edilmeden bu alışkanlıklarını bıraksalar ve uzun süre aileleri arasında otursalar artık haklarında had cezası uygulanmaz. Burada had, zaman aşımına uğramış olur.



Ebû Hanîfe'ye göre silâhla öldürme varsa kısas gerekir. Sopa veya taşla öldürme olmuşsa, kâtilin âilesine öldürülenin mirasçılarına verilmek üzere diyet gerekir. Çoğunluğa göre ise kasten öldürmede kısas gerekir. Suçun silâhla veya silâhsız işlenmesi, sonucu değiştirmez.



Eğer yaralama varsa, kısas mümkün olunca kısas; mümkün olmazsa erş (aza tazminat) cezası uygulanır (el-Kâsânî, a.g.e., VII, 96; İbnü'l-Hümâm, a.g.e., IV, 271; eş-Şirâzî, el-Mühezzeb, II, 285; Bilmen, a.g.e., III, 302, 303).



Hamdi DÖNDÜREN