Yolları Kesilenlerle İlgili Şartlar

Yolu kesilen kimselerin müslüman veya zimmî olmaları şarttır. Yolu kesilenler pasaportlu yabancı (müste'men) olursa, suçlulara had cezası uygulanmaz. Ancak gaspedilen malları geri verilir, eğer öldürme olmuşsa diyet verilmekle yetinilir, ayrıca yol kesicilere ta'zîr cezası uygulanır. Pasaportlu yabancılar temelde harbî sayılır, çünkü onlar dârul-harp halkından olup mallarının dokunulmazlığında şüphe vardır. Ancak kendilerine verilen "emân" sebebiyle İslâm ülkesi sınırları içinde mal, can ve ırz güvenliğine kavuşmuş olurlar.



Diğer yandan yolu kesilenlerin soyulan malları üzerindeki zilyedliklerinin "sahih el" olması gerekir. Bu da malı ellerinde ya mülk, ya emânet ya da tazmin sorumluluğu ile bulundurmakla gerçekleşir. Mülkü olarak veya âriyet, vedîa, kira gibi bir akitle emânet statüsünde bulundurmak gibi. Çalıntı mal gibi yukarıdaki nitelikleri taşımayan bir malı yol keserek alana ise had gerekmez (el-Kâsânî, a.g.e., VII, 91).



Yol keserek alınan malın mütekavvim (şer'an yararlanılması, alım-satımı helal olan mal) olması, koruma altında bulunması ve nisap miktarına ulaşması gerekir. Bu yüzden yol kesenlerin sayısına bölündüğünde her birine on dirhem gümüşten daha az isabet eden bir soygun için had uygulanmaz. On dirhem gümüş para Hz. Peygamber (s.a.s) döneminde yaklaşık iki koyun bedelidir. Burada hırsızlık nisabı esas alınmıştır. Yalnız Hanefîlerden Hasan b. Ziyad'a göre yol kesmede çalınan malın nisabı en az yirmi dirhem veya buna denk değerdeki maldır. Çünkü yol kesicilikte iki uzuv kesilmektedir, bu yüzden nisap da iki kat olmalıdır (el-Kâsânî, a.g.e., VII, 91 vd.).