Allah'ın Rahmetinden Ümitsiz Olunmaz

Ümitsizliğin en kötüsü Allah'ın rahmetinden ümit kesmektir. Böylesine bir ümitsizlik kimileri için şirk, kimileri için de büyük günahtır.



Kur'an şöyle diyor:



"Oğullarım, gidin de Yusuf ve kardeşinden bir haber getirin ve Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden umut kesmez." (12/Yusuf, 87)



"De ki: 'Sapıklar dışında Rabbinin rahmetinden kim ümit keser." (15/Hıcr, 50)



Allah (cc), günahkâr mü'minleri ümitsizliğe düşmemeleri konusunda uyararak, Allah'ın rahmetinden yeise düşenin yanlışlığına işaret ediyor:



"De ki: Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taşıran kullarım, Allah'ın rahmetinden yeise düşmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhamet sahibidir." (39/Zümer, 54)



Tâkip eden âyetlerde bu bağışlamanın, ancak tevbe ederek Allah'a teslim olmakla ve Allah'tan gelene (Kur'an'a) uymakla mümkün olabileceği vurgulanmaktadır.



Akaid kitaplarında 'yeis halinde' iman olur mu, olmaz mı konusu geçmektedir. Ölmekte olan, daha doğrusu ölümün şiddetini bizzat görüp, hayattan bir umudu kalmayan bir kimsenin, ölüm korkusuyla iman etmesi geçerli midir?



Yeis kelimesinin yanında bir  de 'be's' kelimesi kullanılır ki, bu da azap, şiddet, sıkıntı, güçlük gibi anlamlara gelmektedir.



"Be'simizi (azâbımızı) gördükleri zaman iman etmeleri kendilerine fayda verecek değildir." (40/Mü'min, 85)



Kur'an, yeis halindeki imanın geçerli olmadığını açıkça söylüyor. Buna benzer bir uyarı da suda boğulmak üzere olan ve 'Mûsâ'nın ve Hârun'un Rabbine iman ettim' diyen Firavun'a yapılmaktadır (10/Yunus, 90-91).



İman edip sâlih amel işleyen mü'minlerin tevbesi ise can boğaza gelinceye kadar geçerlidir (İbn Mâce, Zühd 30, hadis no: 4253, 2/1420; Ahmed bin Hanbel, Tirmizî, nak. Şamil İslâm Ansiklopedisi, 6/401).



Yeis bir ümitsizlik, eli kolu bağlı bekleme, kötümserlik ve biraz da tembellik durumudur ki, hiçbir insan için câiz değildir. Kimileri çoğu zaman yapılması gerekeni yapmaya üşenirler veya ne yapacaklarını bilemezler. Sonra da elleri koynunda bekleyerek umutsuzluğa düşerler. Allah (cc), her bir başarıyı sebeplere bağlamış, günah ve hataları tevbeden sonra bağışlayacağını müjdelemektedir.



Rabbimiz, bütün umutların bittiği yerde, gökten yağmur indirip yeri canlandırır. Tıpkı yağmur gibi olan rahmetini her zaman gönderir, ölü kalpleri diriltir, kötülükleri iyiliğe çevirir. O, kendisinden hakkıyla korkup sakınanlara her zaman mutlaka bir çıkış yolu yaratır (65/Tahrîm, 2).       



Ancak Allah'ın azâbından da kimse emin olamaz, zira kimin hakkıyla kulluk yaptığını ve kimin ibâdetinin kabul olduğunu ancak Allah bilir.