Yemin Töreni:

Askerlere, genellikle kırk günleri dolduğunda topluca yukarıdaki yemin sözleri söyletilir. Bu bir merasim havasında olur. Buna yemin töreni denir. Tören, ilgili personelin katıldıkları birlik ya da kurumlarda geçen ilk ayları içerisinde garnizon komutanlığı tarafından seçilecek bir günde yapılır. Birliklerin önlerine konulan büyük masalar üzerine, kendi sınıflarına ait silah ve araçlar Türk bayrağı ile birlikte yerleştirilir. Yemin törenine katılan personel, elleriyle masadaki silahları (topçu ya da tank birliklerinde masa yerine getirilen top ya da tankı) ve Türk bayrağını tutarak and içme düzeni alır. İstiklâl Marşının okunmasıyla tören başlar. Grup komutanı olan subay iç hizmet yasasında belirlenen yukarıdaki yemini kelime kelime okur, personel, yani bütün askerler hep birlikte bunu tekrar eder ve böylelikle and içilmiş olur. Yeminden sonra en yüksek rütbeli subayın önünden tören geçişi yapılır.



Nice askerin müslüman anne ve babaları, çocuklarının katıldığı bu yemin törenlerini izlemek için uzun, zahmetli ve masraflı yolculuğu göze alır ve yemin merasimini takip eder. Halkın askerliğe, yemine ve bu tür törenlere ilgisi ve önem vermesi, bunları ibâdet coşkusuyla benimsemesi bakımından incelenmeye değer bir konudur bu.



1982 Anayasasının 81. maddesi TBMM üyeleri için andiçmeyi şöyle düzenlemiştir: "Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim."



Cumhurbaşkanı da seçildikten sonra göreve başlarken Anayasanın 103. maddesine göre TBMM önünde şöyle ant içer: "Cumhurbaşkanı sıfatıyla, devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkilaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma; milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma; Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine adniçerim."



Doktorların Hipokrat yemini: Hz. İsa'dan Önce 460-377 yılları arasında yaşamış Yunanlı bir doktordur. Doktorların mesleğe başlamadan ettikleri yemin, ona aittir. Türkiye'de Tıp fakültesini bitirenlerin diploma andı şöyledir: "Hekimlik mesleği üyeleri arasına katıldığım şu anda hayatımı insanlık hizmetine adayacağıma açıkça söz veriyorum. Beni eğitenlere karşı saygım ve minnettarlığım devam edecektir. San'atımı vicdanıma uyarak vakarla uygulayacağım. Hastalarımın sırrını her zaman için saklayacağım. Hekimlik mesleğinin şerefini ve yüce geleneklerini sürdüreceğim. Meslektaşlarım kardeşlerim olacaktır. Din, milliyet, ırk, parti ya da sosyal sınıf ayrılıklarının hastamla görevim arasına girmesine izin vermeyeceğim. İnsan hayatına ana karnına düştüğü andan sonuna kadar mutlak bir saygı duyacağım. Baskı altında bile olsam tıp bilgilerimi insanlık yasaları dışında kullanmayı kabul etmeyeceğim. Tüm bunları yerine getireceğime namusum ve şerefim üzerine açıkça ant içerim."