Beraet Gecesi:

‘Beraet’ aynı zamanda Kamerí aylardan Şaban ayının ondördüncü gününü onbeşinci gününe bağlayan geceye verilen bir ad’dır.



Bu gece, değişik adlarla da anılmaktadır:



Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle 'Mübârek'; kulların günahlarının affolunması ve temize çıkmaları sebebiyle 'Beraet'; kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle 'Rahmet', geceyi iyi değerlendiren kulların seçilerek salih kullar arasına alınması sebebiyle 'Berae veya Sakk' adı da verilir.



Bu gecenin beş özelliği vardır:



1) Bu gecede önemli işlerin seçimi ve ayırımı yapılır.



2) Bu geceyi ibadetle geçirenlere yardımcı olması amacıyla Allah tarafından melekler gönderilir.



3) Bu gece bağışlanma ve af gecesidir.



4) Bu gecede yapılan ibadetlerin fazileti çok büyüktür.



5) Bu gecede Peygamberimize şefaat yetkisinin tamamı verilmiştir. Bu yetkinin üçte biri Şaban'ın onüçüncü günü, üçte biri Şaban'ın ondördüncü günü, geri kalan üçte biri de Şaban'ın onbeşinci günü verilmiştir.



Anne ve babasını incitenler, büyücüler, başkalarına kin besleyenler içki düşkünleri bu gecenin faziletinden yararlanamazlar.[76]



Mü’minler, bu geceyi değerlendirirseler, tevbe ederek ve istiğfar ederek çok duada bulunursalar, günahlardan berat etme, kurtulma ümitleri olur. Bu gece günahlardan uzaklaşma, temizlenme ve kurtulma gecesidir.



Bu gece aynı zamanda, Tevbe Sûresinde hatırlatıldığı gibi, şirk, küfr, nifak ve bunların sahibi kafirlerden, müşriklerden, tağutlardan ve münafıklardan velilik (yakın dostluk anlamında) beri olma gecesidir. Mü’min, günahlardan beri olmak üzere tevbe ettiği gibi, her türlü şirk ve küfür yanlışlığından, batıldan ve bunlara ait kötülüklerden de beri olmaya karar verir.



Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki:



“Şaban ayının yarısı gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Allah (cc), güneşin batmasıyla dünya göğüne tecelli eder ve şöyle der: ‘Benden af dileyen yok mu affedeyim. Rızık isteyen yok mu rızık vereyim. Şifa isteyen yok mu şifa vereyim.’”[76]



“Allah (cc) Şaban ayının onbeşinci gecesi dünya göğüne tecelli eder ve Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısından daha çok kulunu affeder.”[76]



“Şaban ayının onbeşinci gecesi, tevbe edenlerden koyun tüyleri sayısı kadar insan Cehennemden kurtulur. Ancak, müşrikler, müslümanlara kin ve düşmanlık besleyenler, akrabaları ile ilişkiyi kesenler, kibirliler, ana-babasına karşı gelenler ve devamlı içki içenler bu affın dışındadır.”[76]



Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bu geceyi Hz. Âişe validemize tanıtırken şöyle buyurmuştur:



"Bu gece Şaban'ın onbeşinci gecesidir. Allah Teâlâ bu gecede Benü Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları Cehennem'den kurtarır. Ancak kendisine şirk koşanların, müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile münasebeti kesenlerin, gururlu ve kibirlilerin, ana-babasına asî olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bakmaz. "[76]



İnsanların bir sene içerisindeki rızıkları, zengin veya fakir olacakları ve ecelleri gibi mühim hususlar o gece içerisinde meleklere bildirilir. O geceyi ibâdet ve tâatla geçirmek ve nafile namaz kılmak sevaptır. Fakat o geceye mahsus belirli bir namaz şekli yoktur. Nitekim Peygamber Efendimiz bu geceyi ibadetle geçirmiş ve Allah'a şöyle dua etmiştir:



"Azabından affına, gazabından rızana sığınır, senden yine sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamdetmekten âcizim. Sen seni senâ ettiğin gibi yticesin."[76]


Mübarek Geceler