Tevrât'a Göre Hz. Musa

Yusuf un ölümünden sonra Mısır'da Yahûdiler çoğalmaya başlayınca, yeni Firavun, Yusuf'un hizmetlerini unutup bundan endişelendi. ilerde ülkelerine yönelecek bir saldırıda düşmanla işbirliği yapmaları endişesiyle onlara eziyet etmeye başladı. Bu arada onların çoğalmalarını önlemek için, her doğan erkek çocuğun öldürülmesini emretti. Musa, işte böyle bir zamanda doğdu. Annesi onu, ancak üç ay gizleyebildi. Sonra onu ziftlenmiş bir sepete koyarak ırmağa bıraktı. Nil kıyısındaki sazlıklara bıraktığı sepetin durumunu, Musa'nın kız kardeşi Meryem gözlüyordu. Nil'de yıkanmakta olan Firavun'un kızı, onu buldu ve bir İbrânî çocuğu olduğunu anlayıp ona acıdı. Meryem, çocuğu emzirmesi için bir İbrânî kadın çağırabileceğini söyledi. Firavun'un kızının kabul etmesi üzerine gidip annesini çağırdı. Çocuk ona verildi ve "sulardan çekilmiş" anlamına gelen "Moşe" (Musa) adı verildi (Hurûc Çıkış, I/8-22; II/1-7). Musa, gençlik yıllarında Yahûdilerin yanına gider, şikâyetlerini dinlerdi. Yine bir gidişinde, Mısırlılardan birinin, bir Yahûdiyi dövdüğünü gördü. Yahudiyi koruyarak Mısırlıyı öldürdü. Olayın duyulması üzerine Musa, Midyan'a kaçtı. Orada Midyan kâhininin kızıyla evlendi. Kâhinin sürüsünü otlatırken, Tanrı'nın meleği, Horeb'de bir çalı ortasında, ateş alevinde ona göründü. Yanan çalının ateşi bir türlü bitmek bilmiyordu. Bunu merak edip geri dönen Musa'yı çalının ortasından Allah çağınp şöyle dedi: "... Ben, babanın Allah'ı, İbrahim'in Allah'ı, İshâk'ın Allah'ı ve Yakub'un Allah'ıyım. Ve Musa yüzünü örttü; çünkü Allah'a bakmaya korkuyordu. Ve Rab dedi: Gerçekten Mısır'da olan kavminin sıkıntısını gördüm... Onların feryâdını işittim; çünkü onların acılarını bilirjm... Ve şimdi gel ve benim kavmimi, İsrailoğullarını Mısır'dan çıkarmak için seni Firavun'a göndereyim" (Hurûc-Çıkış, III/1-13).



Böylece Musa, Yahûdîleri Mısır'dan çıkarmak üzere görevlendirilmiş oldu. Kardeşi Hârun da ona yardımcı olarak verildi. Bu görevi yerine getirmek üzere Musa Mısır'a geri döndü. Kavmini Mısır'dan çıkarıp Ken'an diyarına götürmek istediğini, bunun Allah'ın emri olduğunu söyleyince Firavun, "Allah kimdir ki, ben ona itaat edeyim" diyerek onları saraydan kovdu. İkisi arasında mücâdele başladı. İş, mucize göstermeye kadar vardı. Firavun, bütün sihirbazlarnı topladı. Onlar da bütün hünerlerini ortaya koydular. Musa'nın asâ'sı (değneği) kocaman bir yılan olup, onların bütün sihirlerini yuttu. Bütün bunlara rağmen Firavun, İsrailoğullarının Mısır'dan çıkmalarına izin vermedi. Bunun üzerine Rab Yahve, "Mısırlılara belâ vereceğini, insandan hayvana kadar bütün ilk doğanları öldüreceğini" bildirdi. Allah, Musa aracılığıyla Mısır topraklarına "on felâket" verdi. Firavun, bu işlerin olduğunu görünce onların Mısır'dan çıkmalarına izin verdi.



İsrail oğulları, Kızıldeniz'e doğru yola çıktılar. Ancak Firavun, kararından pişman olarak onların peşlerine düştü. Kızıldeniz'e ulaştıklarında Musa elini denize uzattı, sular yarıldı, İsrail oğulları geçti. Sonra Musa tekrar elini uzattı, sular eski halini uldı ve Firavun ile ordusu boğuldu (Hurûc Çıkış, VII/9-12; XII/21-31).



>>>>>