Kısıtlıya Malın Verilmesi

Vasî erginlik çağına gelen fakat henüz reşit olmayan yetime miras teslim etse ve mal zayi olsa Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed'e göre bunu vasînin tazmin etmesi gerekir. Çünkü, o, verilmemesi gereken kişiye malı vermiş olur. Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Yetimleri erginlik çağına gelinceye kadar yetiştirip deneyin. Onların akılca olgunlaştıklarını görürseniz, mallarını kendilerine verin" (en-Nisâ', 4/6). Buna göre küçük, ergin olunca hemen malı kendisine teslim edilmez ve reşid olup olmadığı, yani malım yerinde kullanıp kullanamayacağı araştırılır. Ebû Hanîfe'ye göre prensip olarak erginlikle mâlî velâyet kalkar, fakat bir önlem olarak en geç 25 yaşına kadar mal yetime teslim edilmeyebilir. Çoğunluğa göre ise yetim rüşd (olgunluk) hali gösterinceye kadar yaşı ne kadar ilerlerse de malî velâyet devam eder. Bu yüzden rüşd yaşı kültür, eğitim, ekonomik, sosyal, fizik, çevre gibi etkenlerin altında değişik yaşlarda gerçekleşir. Ülkeler uygulamada kolaylık sağlamak amacıyla bu konuda standart bir yaşı esas alma yoluna giderler. Meselâ; Osmanlı Devleti uygulamasında 1288 tarihli bir padişah fermanı yirmi yaşını doldurmamış kişilerin rüşd davalarının geri çevrilmesini emreder (Ali Haydar, Duraru'l-Hukkâm, III, 79 vd.; Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslâm Hukuku, İstanbul 1982, s.130,131) Bu yaş Türkiye'de 18, Mısır, İngiltere, Almanya ve Fransa'da 21 yaş olarak belirlenmiştir (bk. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Tilrk Medeni Hukukunun Umumî Esasları, İstanbul 1968, II, 56).



Malikiler de yetime malın teslimi konusunda Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'le aynı görüştedir. Buna göre kısıtlının malını rüşdten sonra, bir delil olmadan verme konusunda vasinin sözü kabul edilmez. Çünkü âyette şöyle buyurulur: "Mallarını yetimlerin kendilerine verdiğiniz zaman, bu konuda Şahit tutun. Hesap görürü olarak Allah yeter" (en-Nisâ', 4/6).



Hanefilere göre, vasî tasarruf yetkisi bulunan konularda tasdik olunur. Bu yüzden vasînin eksik ehliyetli ile ilgili harcamaları delilsiz olarak kabul edilir. Aşağıdaki durumlar bundan müstesnadır.



Vasînin delil getirmedikçe tazminle yükümlü olacağı durumlar şunlardır:



Vasî, vasî tayin edenle veya mirasçılarıyla ilgili borçları ödediğini iddia etse bunu ispat etmesi gerekir. Miras malını satıp, satış bedelini teslim almadan önce, ölmüş bulunan vasî tayin edenin borçlarını ödediğini, yetimin küçükken başkasının telef ettiği malını kendisinin tazmin ettiğini veya küçüğe ticaret izni verilip borç yaptığını ve bu borçları kendisinin ödediğini veya küçüğe ait arazilerin haraç vergisini ödediğini iddia etmesi bu niteliktedir. Yine yetime kendi zimmetinden veya kendi malından geçim masrafı yapıp, bununla ona rücu etmek istemesi de böyledir. Vasî ticaret yapıp kâr ettikten sonra bu ticareti "mudârabe yöntemi" ile yaptığını iddia etse bunu da ispat etmesi gerekir.