Ziyâret:

Mübârek ve kudsal olduğuna inanılan ermişlere ait kabir ve türbelerin ziyâret edilmesi; Buralarda duâ ve ibâdet edilmesi, kurban kesilmesi. Ziyâret edilen yere ziyâretgâh (mezar) denir. (s. 591)[31]



"Ve derler ki: 'Rabbimiz biz efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de, böylece onlar bizi yoldan saptırdılar." (33/Ahzâb, 67)



"Rabbinizden size indirilene uyun. O'ndan başka evliyânın/dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz." (7/A'râf, 3)



Velî kavramını özetlersek; İslâm, normal hallerdeki beşerî münâsebetleri tanzim ederken, kavramın bütün mânâları itibarıyla müslümanın velîsinin, ancak, kendisi gibi müslüman olacağını, gayri İslâmî unsurların müslümanın velîsi olamayacağını ifade etmiştir. Buna göre, ne yahûdi ve hıristiyanları ne de münâfık ve gayr-ı müslimleri, bir müslüman, velî/dost edinemez. Ancak, ihtiyaç halinde insanlığın gereği olan güler yüz ve tatlı söz söylemek mânâsına gelen müdârâ ve şerlerinden korunmak için gönlündeki duygu, düşünce ve inancı saklı tutmak kaydıyla takıyye yapması câizdir.



Müslüman olmayanlarla velâyet/dostluk içinde bulunmayı yasaklayan İslâm, şerlerinden emin olunması halinde İslâm’ın ve müslümanların maslahatına olan konularda ticaret, ziraat, sanat ve müspet bilimler arasında yardımlaşmaya, ittifak ve anlaşma yapmaya müsaade etmiştir. Aynı şekilde sadece ehl-i kitap kapsamına giren gayr-ı müslimlerin yemeklerinden yiyip zinâ etmemeleri ve iffetli olmaları şartıyla bayanlarını nikâhlamaya izin vermiştir.



Allah, bütün müttakîlerin velîsidir, zâlimler ise ancak kendileri gibi zâlim ve inkârcılara velî olabilirler. Şüphesiz ki korkmadan günaha dalan ve şirk koşarak Allah’tan uzaklaşan kimseler zâlimdirler (45/Câsiye, 19).     



Velî kavramı, tarihsel süreç içinde, özellikle tasavvufun etkisiyle Kur’an’daki anlamının dışına kaydırılmış, müttakî mü’minlerin vasfı olmaktan çıkarılıp, olağanüstü özellikleri bulunan insanüstü şahsiyetlerin sıfatı olarak kullanılmıştır. Velî sıfatını bütün mü’minler, Kur’an’daki şekliyle anlayıp hayatlarına geçirmeli, kâfirleri velî/yönetici kabul etmemeli, kendileri de birbirlerinin velîsi/dostu olmak için görevlerini yerine getirmeli, velînin kerâmetle ve özel statülerle ilgisi olmadığını kabullenmelidir.



“Allah Teâlâ, iyiliğini murad ettiği kimseye, unuttuğunu hatırlatacak ve hatırında olanı yapmaya yardım edecek iyi ve sâlih bir dost nasib eder.” (Hadis-i Şerif)



“Dostuna sevginde ölçülü ol; Belki de bir gün düşman olur. Düşmana buğzunda ölçülü davran; Belki de bir gün baş dostun olur.” (Hadis-i Şerif)



“Fenalıklardan uzak duran ve daima verdiği sözü yerine getiren insanlarla dostluk kurmalıyız.” (Hz. Ali r.a.)



“Dost edinin, onlar sizin için dünya ve âhiret sermayesidir. Cehennem ehlinin “Bizim için samimi bir dost da yoktur.” (26/Şûrâ 101) diyeceklerini duymadınız mı?” (Hz. Ali r.a.)



“Dostun dostu dosttur; ölümsüz Dost’un dostu ise en yakın dosttur.”



“O Dost’u bulanın kaybettiği hiçbir şey olmadığı gibi; O Dost’u kaybedenin de bulacağı bir şey yoktur.”



“Senin dindarlığını arttıran dost, her karşılaştığında eline bir altın bırakan dosttan daha hayırlıdır.”



“Faziletli olan ve faziletleri bakımından birbirine benzeyen insanlar arasındaki dostluk, mükemmel bir dostluktur.”



“Bir kimsenin, düşmanının düşmanı olması, onu dost edinmesine kâfi sebep değildir.”



“Dost vefalı olduktan sonra düşman ne yapabilir?” 



 “Dost kazanırsan tut, düşman kazanırsan güt.”



“Dost, bizi Allah’a yaklaştıran; düşman, bizi Allah’tan uzaklaştıran kimsedir.”



“Dost, bizi iyi yola öğütleyendir.”



“Dostun attığı gül onulmaz yara açar.”



“Dostun attığı taş, baş yarmaz.”



“Dost dostun ayıbını yüzüne söyler.”



“Dostuna borçlu olma!”



“Dostu olmayan insan, en yoksul insandır.”



“Birçok arkadaşımız olabilir, ancak dostlarımız azdır.”



“Dostunu medh edersen, biraz yerecek yerini koy.”



“Dostların sıkıntıda iken, onları mutlu oldukları zamankinden daha çok ara.”



“Dost sanma şanlı vaktinde dost olanı; dost bil gamlı vaktinde elinden tutanı.”



“Dost yüzünden, düşman gözünden belli olur.”



“Dosta varırız gülle; düşmana atarız gülle!”



“Dostunu hemen ölüverecekmiş gibi sev; düşmanını hiç ölmeyecekmiş gibi telâkki et.”



“Denendikten sonra dost edindiklerini bağrına bas; ama her ilk tanıştığınla, hemen dost olma.”



“Düşmanlarını hoşnut etmek için dostlarını kıranlar, düşmanlarını memnun edemediği gibi, dostlarını da yitirirler.”



“İnsanlardan kendini çekmen sana düşman, herkese yakınlık göstermen ise sana kötü dostlar kazandırır.”



“Dostluk sırasında sende olmayan meziyetlerden söz eden adam, düşmanlık sırasında sende bulunmayan fenalıkları da sana yükleyebilir.”



 “Dostluğun kolları birbirimizi dünyanın bir ucundan diğer ucuna kucaklayabilecek kadar uzundur.”



“Arz eyle bu pendi kendi özüne;



Dost addetme her güleni yüzüne.”



“Hoş gününde her kişi yârân bula;



Dost odur kim kem gününde yâr ola.”



“Dosttan bol şey de yok dünyada



 Dosttan bulunmaz şey de.”



“Lokman hekim sarabilmez yaramı 



Dost eli değmezse çare mi olur?”



“Bazı insanlar iyilik etmek, birbirini sevmek için değil; iyilik görmek, sonunda da nefret etmek için dost olurlar.”



“İnsanlarla dost ol. Çünkü kervan ne kadar kalabalık ve halkı çok olursa, yol kesenlerin beli o kadar kırılır.”



“Hiçbir şey sâdık dost kadar ucuza alınamaz. Yani ne kadar pahalıya mal olsa, gene de ucuzdur.”



“Biri gerçeği duymak istemediği, öteki yalana hazır olduğu zaman, dostluk dostluk olamaz.”



“Dostlar kavun gibidir; neden mi? Bir tane iyisini bulmak için yüzlercesini yoklarsınız da ondan.”



“Kara günlerinde senden çok üzülecek bir dostun olmasaydı, o günlere katlanmak güç olurdu.”



“Dost yüzü görmemek çetin bir iştir, ama bu hasret, onu düşmanla birlikte görmekten daha hafiftir.”



“Yastık diye başını ateşe dayayan, yatak diye yılanların üzerine yatan bir adam, güvendiği bir dostundan düşmanlık sezen bir adamdan daha rahat uyur.”



“Dostlara acılarını paylaştığını göstermek, birlikte yas tutmakla değil; onlara elbirliğiyle yardım etmekle olur.”



“Birbirlerine zıt karakterlere sahip olan insanlar, birbirlerini anlamak ve tamamlamak şartıyla iyi dost olabilirler.”



“Güller, lâleler, karanfiller, bütün çiçekler solar. Çelik ve demir kırılır, ama gerçek dostluk ne solar, ne de kırılır.”



“Gerçek dostlar, iyi günlerinizde, dâvet edince sizi ziyâret ederler; kara günlerinizde dâvetsiz gelirler.”



“Dostlarımızın sefâletine acımak iyi; fakat onların imdâdına koşmak daha iyidir.”



“Dostluk, yolu üzerinde ot bitmesine müsaade etmez.”



“Dostun kusuruna bakılmaz.”



“Dostlara itimad etmemek, onlar tarafından aldatılmaktan daha ayıptır.”



“Dostlar öyle bir ailedir ki, insan o ailenin fertlerini yalnız kendi seçer.”



“Dostuna, bir gün düşmanın olabilecekmiş gibi davran.”



“Dostluk, iki vücutta müşterek bir ruha benzer.”



“Dostsuz kalan şahsın durumu, sol elden mahrum kalan sağ elin durumu gibidir.”



“Dost, rahatlık veren bir merhemdir.”



“Dost, kötü günde belli olur. İyi günde ise binlercesi bulunur.”



“Gerçek dost, onu unutanı unutmayandır.”



“Ana babayı kader tayin eder, dostlar ise seçilir.”



“Dostları çoğaltmak, zekâ inceliğindendir.”



“Dostluk iyi kimseler arasında çabuk temellenir; güçlükle yıkılır.”



“Dost kazanmak isteyen kimse, dostluğu paylaşmayı bilmelidir.”



“Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır.”



“Dostluğundan fayda görmediğin kimsenin, husûmetinden de sana pek bir zarar gelmez.”



“Aklın bağlamadığı dostluğu, akılsızlık kolayca çözebilir.”



“Hiçbir dost, dostluğunu ispat edene kadar dost değildir.”



“Dostluk, kanatsız sevgidir.”



“Dost, hem iyi görünen, hem iyi olan insandır.”



“Yalnız kendi nefsini düşünerek dost arayan, hizmetçi arıyor demektir.”



“Dertlerini dökecek dostları olmayanlar, kendi yüreklerini kemiren yamyamlardır.”



“Dost, kendisiyle samimi olabildiğim ve yanında yüksek sesle düşünebildiğim kişidir.”



“Kuşun yuvası, örümceğin ağı, insanın dostları vardır.”



“Dost, sanki insanın bir ikinci kendisidir.”



“İyi insanlar, kara günde en emin dostturlar.”



“Dostlarımla beraber olunca yalnız değilim. O dakikadan sonra da iki kişi değiliz.”



“Köle misin? Senden dost olmaz. Zorba mısın? Senin dostların olmaz.”



“Dostluk, görünceye kadar değil, ölünceye kadar olmalı.”



“Dostluk o kadar kolay kurulur ki... Ama sürdürmek!”



“Dostluktan saygıyı kaldıran onun en büyük süsünü kaldırmış olur.”



“Düşüncede uyum, dostluğu doğurur.”



“Kendine dost olan, bilin ki herkese de dosttur.”



“Eğer hiç dostun yoksa, sen bir dost ol!”



“Dostun olsun istiyorsan dost ol!”



“Dünyada ve âhirette benim Velî’m (yardımcım ve işimi deruhde eden) Sen’sin. Beni müslüman olarak öldür ve sâlihler arasına kat.” (12/Yusuf, 101)



Ne mutlu Allah’la ve O’nun dostlarıyla dost olanlara ve dostluğunu ispatlayanlara! Yazıklar olsun, Allah’ın düşmanı ve şeytanın dostlarıyla dost olup Allah’ın ve müslümanların dostluklarını kaybedenlere!