Mürid:

İrâde ve talep eden, ehl-i irâde, isteyen, arzu eden. Tasavvufta;



a) İrâdesi olmayan, irâdesinden soyutlanan, irâdesini kullanmayan.



b) Kendisine semânın kapısı açılan ve isimle Hakk’a erenler arasına katılıp ona eren.



c) Tarîkate giren ve şeyhe bağlanan, derviş, bende; efendisi olan şeyhin kulu. Cenâze, onu yıkayan kişinin önünde nasıl irâdesiz ise, mürid de şeyhinin önünde o şekilde irâdesizdir. Bir kör, kendisini yeden kişiyi uçurumun kenarında nasıl takip ederse, mürid de her hususta şeyhini öyle takip eder. Mürid kendi şahsî irâdesini şeyhinin irâdesinde yok etmiştir (Fenâ fi’ş-şeyh); onun için irâdesizdir.



d) Şeyhinin emir ve irâdesini yerine getiren bir âlettir.



e) Kendisi için Hakk’ın irâde ettiğinden başka bir şey irâde etmeyen, Hakk’ın irâdesi önünde ve karşısında kendi irâdesini hiçe sayan. (s. 388)