Allah'ın Sıfatı Olarak el-Velî:

Allah’ın vasfı olarak el-Velî: “Yardım eden, kâinatın ve mahlûkların işlerini tekeffül eden, koruyan, sahip çıkan, seven, yardım eden” diye tanımlanır. Birine yardımcı olmak, onun işini üzerine almak, şüphe yok ki, sevgi ile yakından ilgilidir. “Velî”nin “dost, seven” anlamları dikkat çeker; Kur’an’ın da bazı kullanışları bu mânâyı desteklemektedir. Meselâ: “Allah, mü’minlerin velîsidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır” (2/Bakara, 257) âyetinin tefsirinde el-Beydavî: “Onları seven ve işlerini deruhde eden” anlamını vermektedir. Birçok âyette Velî ve Nasîr (yardım eden) vasıfları yan yana birbirine atfedilmiş olarak zikrolunmuşlardır. Bu, az da olsa bu kelimeler arasında bir farklılığı gerektirir.



Bu vasfın Kur’an’da geçtiği muhtevâlara göz atmak faydalı olacaktır. 42/Şûrâ, 28’de Allah’ın kullarını gözettiği ve O’nun nimetleri sıralandıktan sonra, ancak O’nun hamde lâyık Velî olduğu bildirilir. Allah’tan başka Velî aramanın boşuna olduğu bildirildikten sonra, ancak O’nun hamde lâyık Velî olduğu belirtilir, “halbuki, Velî ancak Allah’tır” (42/Şûrâ, 9) denir. Kavminin buzağıya tapmasından sonra, Allah’ın rahmet ve bağışlamasını isteyen Hz. Mûsâ, niyazında, umduğu rahmeti “Sensin bizim Velîmiz!” (7/A’râf, 155) diye belirtir. Melekler, kendilerine tapma iddiasında olanlardan teberrî edip kaçınırken Allah'a hitâben: “Seni tenzih ederiz, Sensin bizim Velîmiz” (34/Sebe’, 41) derler. Müşriklerin velî edindiği putların aczleri belirtildikten sonra, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in lisanından: “Benim Velî’m Kitabı indiren Allah’tır; O, iyilere sahip çıkar (dost edinir -yetevellâ-)” (7/A’râf, 196) dediği nakledilir. Allah’ın kendisine vermiş olduğu nimetlere şükreden Hz. Yûsuf: “Dünyada ve âhirette benim Velîm (yardımcım ve işimi deruhde eden) Sensin” (12/Yûsuf, 101) der. Allah, mü’minlerin (2/Bakara, 257; 3/Âl-i İmrân, 68), muttakîlerin (45/Câsiye, 19) velîsidir. “Sizin velîniz, ancak Allah’tır, Rasûlüdür ve iman edenlerdir.” (5/Mâide, 55)