Vekâletin Sona Ermesi

Vekâletin sona ermesi şu yollarla olur:



1- Müvekkilin azliyle: Vekâlet, bir gayri lazım akit olması hasebiyle müvekkil, bir başkasının hakkının taalluk etmiş olmaması kaydıyla vekilini dilediği zaman vekâletten azledebilir. Bu tür azillere, azl-i hakîkî denilir. Hakiki olan azillerde, vekilin azilden haberdar edilmesi gerekir. Aksi halde, azli öğreninceye kadar ki tasarrufları müvekkil namına olmuş olur.



2- Müvekkilin ölümü, sürekli bir şekilde cinnet getirmesi, dinden çıkıp dârü'l-harbe* iltihakı ile. Bu grup da bir çeşit azildir. Bu tür azillere azl-i hükmî denilir. Azl-i hükmîde, vekilin haberdar olması şart değildir. Yani, müvekkilin ölümü bilmese bile, o andan sonraki tasarrufları kendi adınadır.



3- Vekilin ölmesi veya sürekli bir şekilde cinnet getirmesiyle,



4- Vekilin, kendisini vekâletten azletmesi ile vekâlet sona erer. Ancak, yukarıda işaret edildiği üzere bu, vekâletin ücret mukabili olmaması durumundadır. Çünkü o zaman akit lazım olur. Vekâlete konu olan tasarruf tamamlanmadıkça vekilin kendisi azletmesi mümkün olmaz. Vekilin kendisini vekâletten azletmesi durumunda da, vekilin azli müvekkile bildirmesi gerekir. Aksi halde, müvekkil öğreninceye kadar vekâlet hükmü devam eder.



5- Müvekkelün bih (vekâlete konu olan şey)in sona ermesi ile vekâlet de sona erer. Bir, müvekkelün bihi bizzat müvekkilin yapmasıyla olabileceği gibi, vekilin yapması ile de olabilir. Dolayısıyla; mesela biri malını satması için birisini vekil eden kişi, o malı bizzat kendisi veya vekil ettiği kişi satsa vekâlet akdi sona ermiştir. Çünkü vekâlete mahal kalmamıştır:



Hüseyin KAYAPINAR