Evlilerin Zinası

İslâm bilginleri evlilerin zinasına recm cezasının gerektiği konusunda görüş birliği içindedir. Recm cezası tevatüre ulaşan hadislerle, ve icmâ ile sabittir. Hz. Peygamber döneminde birkaç evli kişiye zina cezası uygulanmıştır.



Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:



"Müslüman bir kimsenin kanı üç şeyden birisi dışında helal olmaz: Zina eden dul, can karşılığı can ve cemaatten ayrılarak dinini terkeden kimse" (Buhârî, Diyât, 6; Müslim, Kasâme, 25, 26; Ebû Dâvud, Hudûd,1 ). Bir işçi, patronunun eşiyle zina etmiş, kendisi bekâr olduğu için Hz. Peygamber'in emriyle yüz degnek vurulmuştur. Allah elçisi Üneys (r.a)'ı görevlendirerek şöyle buyurmuştur: "Ey Üneys, o kadına git, zinasını itiraf ederse, onu recmet" (Buhârî, Sulh, 5, Ahkâm, 39, Âhâd, 1, Şurût, 9, Eymân, 3, Hudud 30, 34, 38, 46; Müslim, Hudûd 25, Kudat, 22; Ebu Dâvud, Hudûd, 25).



Yine sahabilerden Mâiz zinasını itiraf ettiği için kendisine recm uygulanmıştır (Zeylaî, Nasbu'r-Râye, III, 314; Şevkânî, Neylül Evtâr, VII, 95,109). Diğer yandan zinadan gebe olan bir kadının dört defa ikrarı üzerine doğumdan sonra recmedilmesi emredilmiştir. Ancak kendi rızası ile Allah'ın ve Resulunun hükmüne razı olan bu kadın hakkında Allah elçisi cenaze namazını kıldırdıktan sonra şöyle buyurmuştur: "O, öyle bir tövbe etti ki, Medine'lilerden yetmiş kişiye taksim edilse hepsine yeterli olurdu. Allah için canını vermesinden daha faziletli bir amel biliyor musunuz?" (Müslim, Hudud, 28; İbn Mâce, Diyet, 36).



Recm cezasının uygulanması için zina edenin "muhsan" olması gerekir. Çünkü çeşitli hadislerde bu şarta yer verilmiştir. Muhsan'm mastarı olan "ihsân" sözlükte menetmek demektir. Recm konusunda ise bir kimsenin muhsan sayılması için Hanefilere göre yedi şartın bulunması gerekir. Zina eden kişinin;1) Akıllı olması, 2) Ergin olması, 3) Hür olması, 4) Müslüman olması, 5) Sahih nikahla evli olması, 6) Sahih nikâh içinde eşiyle guslü gerektirecek şekilde cinsel ilişkide bulunması, burada boşalma şartı aranmaz. 7) Yukarıdaki niteliklerin cinsel birleşme sırasında her iki eşte de bulunması. Bu şartlardan herhangi birisi bulunmazsa değnek cezası uygulanır (bk. es-Serahsî, a.g.e, IX, 39; el-Kâsânî, a.g.e, IV, 37; İbn Âbidîn, a.g.e, III,163; İbnü'l-Hümâm, a.g.e, IV,130). Bu sonuncu maddeye göre, diğer şartlar bulunup kadın küçük olur veya akıl hastası ya da cariye statüsünde bulunursa, bu eksiklik giderilip yeni bir cinsel ilişki olmadıkça taraflar muhsan hale gelmiş bulunmaz.



Ebû Yusuf ve Şâfiîler bu sonuncu şartı gerekli görmezler. Onlara göre, diğer şartlar bulununca, kadın kâfir olsa veya taraflardan birisi akıl hastası veya küçük bulunsa da muhsan şartı gerçekleşir (ez-Zühaylî, a.g.e, VI, 42).



Şâfiî, Ahmed b. Hanbel ve Ebû Yusuf'a göre, recm için taraflann Müslüman olması şart değildir. Bu yüzden zimmî, İslâm mahkemesine başvursa had uygulanır. Yine Müslüman erkek zimmî bir kadınla evlenip, onunla cinsel ilişkide bulunsa her ikisi de muhsan olurlar. Delil şu hadistir. İbn Ömer (r.anhümâ)den rivayete göre Allah elçisine zina eden iki yahudi getirilmiş, o, bunların recmedilmelerini emretmiştir (Müslim, Hudûd, 27; Tirmizî, Hudud,10). Eğer recmde, Müslümanlık şartı olsaydı, bunları recmetmezdi.



Hanefilere göre, iki yahudinin recmedilmesi olayı recm ayeti inip neshedilmezden önce, Tevrat hükmüne uygun olarak vuku bulmuştur (Zeylaî, Nasbu'r-Râye, III, 328; eş-Şevkânî a.g.e, VII, 12; es-Serahsî, a.g.e, IX, 39, 40; İbnü'I-Hümâm, a.g.e, VI,132; el-Kâsânî, a.g.e, VII, 28; İbn Âbidîn, III, 162).



Sonuç olarak zina cezasının uygulanması için İslâmî yönetimin bulunması, dört erkek şâhidin suçluların zina fiiline bizzat görgüye dayalı olarak şahitlik yapması veya zina edenin ayrı zamanlarda mahkemede dört defa zina ikrarında bulunması gerekir (Ayrıntı için bk. "Zina" maddesi).