Telbiyede İlave

1) İmam Ebû Hanife ve İmam Ahmed'e göre Resulullah (s.a.v)'in öğretmiş olduğu telbiyeye başka kelimeler ilave etmekte bir sakınca yoktur.



Nitekim Resulullah (s.a.v)'den şöyle rivayet edilir:



...Cabir b. Abdillah'dan; şöyle demiştir:



Resulullah telbiye getirerek sesini yükseltti. (Hz. Câbir, Resulullah (s.a.v)'in okuduğu) telbiyeyi İbn Ömer hadisinde anlatıldığı gibi anlattı. Dedi ki: Halk, "Yüksek dereceler sahibi (Allah'ım)" gibi kelimeler ilave ediyorlardı. Peygamber de (söylenenleri) işittiği halde ses çıkarmıyordu" (İbn Mâce, Sünen, Kitabü'l-Menasik, 5; Ahmed b. Hanbel, III, 320; Ebû Davud, Sünen, Menasik 26).



2) Hanefi imamlarından Ebû Yusuf'a göre Resulullah (s.a.v)'in öğrettiği telbiyeye başka kelimeler ilave etmek mekruhtur. İmam Şafiî de eklenmemesi görüşündedir (Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-Ahvezî, II, 74).



Hanefî ulemasından Tahavî de Amir bin Said bin Ebî Vakkas'ın rivayet ettiği şu hadise dayanarak bu görüşü tercih etmiştir:



"Sa'id b. Ebî Vakkas (r.a), "Ey yüksek dereceler sahibi (olan Allah'ım), emrine tekrar tekrar icabet ediyorum, emret" şeklinde telbiye getirmekte olan bir adamı görünce, "Biz Resul-u Ekrem zamanında telbiyeyi böyle getirmezdik" demiştir" (Tahavî, Şerhu Meâni'l-Âsâr, II, 125).



Ancak şu hadîs-i şerifler telbiyeye ta'zim ifade eden başka kelimeler ilave etmekte bir sakınca bulunmadığını gösteriyorlar:



Peygamber (s.a.v) Arafat'ta iken telbiye getirdiği zaman, "Hayır, ancak ahiret hayrıdır." sözlerini de ekledi (Hâkim, Müstedrek, I, 465).



Peygamber (s.a.v)'in telbiyesi; "Gerçekten hac yaparak ve kulluk ederek tekrar emrine icâbet ediyorum." şeklinde idi (Mecmaü'z-Zevâid, III, 223).



Ebû Hureyre (r.a)'den rivayet olunmuştur. Dedi ki: Resulullah (s.a.v)'in telbiyesi: "Ey Ma 'bud-u Hakiki olan Allah'ım! Emrine tekrar tekrar icâbet ediyorum. " şeklinde idi (Dârekutnî, Sünen, II, 225; Beyhâkî, Sünenü'l Kübra, V, 145)