İbâdet Olarak Tefekkür

Kur'an'ın ifâdesine göre 'tefekkür', Allah'ın kelimeleri, âyetleri, yarattığı nesneler, tüm varlıklar, oluşlar ve O'nun tarafından meydana getirilen olaylar üzerinde kafa yorup aklı çalıştırürak düşünme, ibret alma, bunların arkasındaki gerçeğe ulaşma, bir anlamda Allah'ın Rabliğine varma faâliyetidir.



Nitekim Kur'an, birtakım nimetleri veya oluşları saydıktan sonra, insanları tefekkür etmeye çağırıyor. Bu tefekkür insanı, nesnelerin ve olayların dış kabuğunda takılı kalmaktan alıkoyacak, onu İlâhî gerçeğe götürecektir. Bu tefekkürden mahrum olanlar, eşyanın yaratılışının  hikmetini, olayların arkasındaki kudret elini, yaratılıştaki sırları ve Yüce Rabb'in büyüklüğünü anlamazlar. Onlar dış görünüşlerle, kaba bilgilerle, eşyaya güçleri yettiği kadar sahip olmakla uğraşırlar. Bilimsel bilgilere ulaşsalar bile, bütün oluşumların, görünen şeylerin arkasındaki hikmeti düşünmezler.



Ama iman edenler, Allah'ın âyetlerini ve bunların hikmetini düşünerek, bunların niçin yaratıldığını anlamaya çalışırlar. Sonra da âlemlerin Rabbi Allah'a teslim olurlar.



"Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün ardarda gelişinde temiz akıl sahipleri için âyetler vardır. Onlar, ayakta iken, otururlarken, yan yatarlarken Allah'ı zikrederler ve göklerin, yerin yaratılışını düşünürler. (Ve derler ki:) 'Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azâbından koru." (3/Âl-i İmrân, 190)



Peygamberimizi bile düşündürüp ağlatan bu âyet, dikkatimizi hangi şey üzerinde yoğunlaştıracağımızı haber veriyor (nak. Şamil İslâm Ansiklopedisi, 6/155).



Tefekkür etmek, Kur'an'ın bir emridir. Kalbin bu faâliyetiyle mü'min, hem Allah'ın ni'metlerini düşünerek ibâdet eder, hem birtakım konularda bilgiye ulaşır, hem kalbini lüzumsuz işlerden uzaklaştırır, hem de kişinin kendisinie kendini hatırlatır.



Tefekkür eden kişinin kalbi değişir. Kalbin iyi yöne doğru değişmesi, kişinin ahlâkının iyiye doğru gitmesinin başlangıcıdır. Allah'ı, O'nun âyetlerini, ölümü ve ölümden sonrasını, hesab'ı ve Cehennemi çok düşünenler, elbette kendilerine çekidüzen verenlerdir.



Kur'an, insanları akıllarını kullanmaya, tefekkür etmeye, ibret almaya dâvet ediyor. Kur'an, bazı konuları dile getirdikten sonra, "şüphesiz bunda tefekkür eden bir topluluk için iibretler vardır" demektedir (16/Nahl, 11; 13/Ra'd, 3; 30/Rûm, 21; 39/Zümer, 39).



Allah (cc) çeşitli âyetlerini açıklamaktadır ki, insanlar bunlar üzerinde 'tefekkür' etsinler (2/Bakara, 219, 266; 30/Rûm, 31).               



Eğer Kur'an bir dağın tepesine indirilseydi dağ paramparça olurdu. Allah (cc) böyle örnekleri insanlar tefekkür etsinler diye vermektedir (59/Haşr, 21).