Tebliğ Görevi ve Tebliğ Metodu

Tebliğ faâliyetinin nasıl yapılacağı konusunda peygamberler en güzel örnektir. Kur’an peygamberimize bunun nasıl yapılacağını özlü bir şekilde haber veriyor:



 “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir.” (16/Nahl, 125)



Dâvet ile tebliğ hemen hemen aynı şeylerdir. Birisi daveti, çağırmayı ifade eder, diğeri ise vahyi ulaştırmayı, duyurmayı anlatır.



Hikmetle tebliğ, dikkatli olmak, karşıdaki kişinin durumuna göre hareket etmek, en güzel bir tavrı takınmak, ısındırıcı olmak, etkileyici bir metod kullanmak demektir.



Güzel öğüt vahyin müjdeleri ve uyarıları ile olur. Öğüt yalnızca sözle değil, fiil ve davranışlarla davranışların bazen sözden daha etkileyici olduğu açıktır.



En güzel mücadele, tebliğ yönteminin en güzel, en mantıklı, en inandırıcı, en çekici ve en ikna edici olmasını anlattığı gibi, tebliğe engel olucu unsurlarla en güzel mücadeleyi de göstermektedir. Tebliğci, vahyin mesajını herkese ulaştırma uğruna en güzel araçları, en uygun bir biçimde kullanacak ve insanların ilâhí vahiyle tanışmalarını sağlayacaktır.



Bu metodu bütün peygamberler uyguladığı gibi, dinin tebliğcisi her mü’min de uygulamalıdır. Unutulmamalıdır ki, her mü’min İslâm'ı yaşamaktan sorumlu olduğu gibi, Islâmı temsil etmekten de sorumludur. Onun güzel ve takva hayatı Din’e bir dâvet gibi olmalıdır.



Bütün ibâdetler Allah rızası için olduğu gibi, tebliğ ve davet faaliyeti de Allah rızası için olmalıdır (36/Yâsin, 21).



İslâmî tebliğ’in hedefi toprak kazanmak, dünyalık kazançlara ulaşmak, ya da bir takım makamlara ve saltanatlara ulaşmak değildir. Onun gayesi geçici dünya hayatını lezzetini elde elde olamaz. Tebliğ’in amacı insanların yüreklerini fethetmektir. Yürekleri hakka, hidayete ve Islâmın aydınlığına (Kur’an’ın nuruna) açmaktır. Gönülleri sahte sevgilerin, aldatıcı tutkuların, oyalayıcı heveslerin işgalinden kurtarmaya kapı açmaktır. Yüreklerin kirini, pasını,  ağır ve lüzumsuz yüklerini yıkamaktır. Kalpleri fıtratla buluşturmak, onları gerçek sevgiye ve gerçek sevgiliye bağlanmaya davettir. Yüreklerin fethi, gönüllerin İslâm'a açılması toprakların ve coğrafyaların fethinden çok çok önemlidir. Çünkü gönüllerin İslâm nuruna kavuşması mekanların da bu nurla tanışması demektir.



Peygamberimiz buyuruyor ki:



“Insanları diye davet edin, müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Uyumlu olun geçimsiz olmayın.” (Müslim, Cihad/3, Hadis no: 1733, 3/1359. Buharí, Megazi/60, Icare/8,  nak. K. Sitte 12/2