Haram Kılınışının Hikmetleri:

İslâm, içine hiçbir şüphenin karışmadığı tevhid dinidir. Bu dinin en önde gelen özelliği, Allah'ı birleyen ve O'nu kendisine layık olmayan her şeyden tenzih eden bir ulûhiyet akidesine sahip olmasıdır. Bunun için İslâm, şarktan veya garptan gelen cahilî, batıl inanç ve düşüncelerle ilgiyi kesmiştir (Seyyid Kutub, Hasaisu't-Tasavvuri'lİslâmi, s. 37).



İslâm resim (sûret) yapımını, zamanla bunlara tapınılabileceği için yasaklamıştır. Nitekim Nûh sûresi, 2i ve 24. âyetlerinde sayılan put isimlerinin salih kişilere ait olduğunu, onların ölümünden sonra sırf hatıralarını yâdetmek için heykellerinin yapıldığını, ancak bu yâdetme isteğinin zamanla tapınmaya dönüştüğünü görüyoruz. Bunun için yapanın niyetine değil, işin sonucuna ve semeresine bakılır, denmiştir. Bu sonuca göre iyi veya kötü hükmü verilir. Buna bağlı olarak yapılan işe vasıtalık eden şey de sonucun hükmüne göre değerlendirilir. Yani sonucun hükmü haram ise, ona vasıta olan şey de haramdır. Sonuç mübah ise, sebebi de mübahtır. Dolayısıyla tevhidi zedeleyen ve şirke, putperestliğe götüren sebep ve vasıtalar da yasaklanmıştır. Heykelcilikte bu tehlike devamlı vardır.



Burada suretlerin haram kılınışının illeti, onlara tapınılmasıdır. Bu gün, bu illet ortadan kalkmıştır. Bir müslümanın bir surete tapması düşünülemez. Medeniyet çağının insanı bu hataya düşmez, denilebilir. Ancak İslam, putu haram kılarken, bunu bir zaman ve mekânda sınırlamamıştır. Ayrıca yeryüzünün bir çok yerinde hâlâ putlara tapılmaktadır. Hindistan'da hâlâ, bir çok heykel yanında ineğe de tapılmaktadır. Bunun için kanlı mücadeleler verilmektedir. Yâni asırların ve medeniyetin ilerlemesiyle bu konuda değişen pek bir şey olmamıştır. Bir çok büyük dinin salikleri selim aklın kabul etmeyeceği bir çok şeyi, din diye kabul edip benimsemektedir. Filipinler'de bir çok devlet görevlisinin, hatta bakanların ve yüksek rütbeli askerlerin yılana ibadet törenlerine katılıp görevlerini ihmal ettikleri şikâyet konusu olmaktadır. Bu gayri makul dine tabi olanların bunu sürdürürken düşünmek, akıl terazisine vurmak ihtiyacını duymadıkları gözlenmektedir. Hak veya batıl bütün dinlerde kötülenen bir varlık olan şeytana tapınma ayinleri düzenleyen "Şeytanın Dostları" isimli yüksek sosyeteye mensup grupların var oluşu, bu konudaki tehlikenin insan için her zaman var olduğunun en güzel delilidir.



Bu konuda puta tapınmanın, sadece onun karşısında yerlere kadar eğilmekten ibaret olmadığını da unutmamak gerekir.