Takvânın Önemi

Kur'an, 'takvâ' olayının üzerinde çok sık durmaktadır. Bütün peygamberlerin tebliğlerinin özünde takvâ vardır. Zamanlar ve mekânlar değişse bile 'takvâ' emri veya takvâ şuuru değişmemiştir.



İslâm ümmetinden önce gelip geçen bütün ümmetlere 'takvâ' tavsiye edildiği gibi, Muhammed (s.a.v.) ümmetine de 'takvâ' emredilmektedir. Yine bütün peygamberlerin kendi kavimlerine, -inansınlar inanmasınlar- 'Allah'tan ittika etmeyi tavsiye ettiklerini görüyoruz. 'Takvâ', Allah'a kullukla beraber anıldığı gibi, Allah'a itaat etmekle veya Peygamber'e itaat etmekle de dinlemek ve ona itaat etmektir (29/Ankebût, 16; 26/Şuarâ, 177-178; 3/Âl-i İmrân, 50; 37/Sâffât, 124-126).



Hatta, Allah (cc) son Peygamberine bile 'Allah'tan ittika et' demektedir (33/Ahzâb, 1). Mü'minler de 'Allah'tan ittika etmekten' sorumludurlar. Kur'an, mü'minlere bir şeyi haber verdikten veya bir İlâhî hükmü bildirdikten sonra onlara 'Allah'tan ittika etmeyi' emrediyor. (Ör. 3/Âl-i İmrân, 186; 7/A'râf, 35; 49/Hucurât, 3)



Allah'ın koyduğu ölçüleri (şiarları) yüceltmek işi kalplerin takvâsındandır (22/Hacc, 32). Allah (cc) insanlar arasındaki gerçek takvâ sahiplerini en iyi bilendir (53/Necm, 32).



İnsanlara göre farklı üstünlük dereceleri vardır. Kimilerine göre soy, kimilerine göre meslekler, kimilerine göre ülkeler, kimilerine göre giyilen kıyafetler, kimilerine göre derilerin rengi ve benzeri şeyler üstünlük sebebidir. Halbuki İslâm'a göre bütün bunlar üstünlük nedeni olamaz.



Kur'an en takvâlı olmaya 'etka' demektedir. O'nun üstünlük konusunda getirdiği ölçü şöyledir:



"Ey insanlar! Gerçekten, Biz sizi bir erkek ve dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık. Hiç şüphesiz Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, en takvâlı (etka) olanınızdır. Hiç şüphesiz Allah Alîmdir (bilendir), Habîrdir (haberdar olandır)." (49/Hucurât, 13)



Allah (cc) akıl sahibi olanları kendisinden ittika etmeye dâvet ediyor (2/Bakara, 197; 5/Mâide, 100; 65/Talâk, 10).



Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Öyleyse ibâdetin O'na yapılması gerekir ve yalnızca O'ndan ittika edilmelidir (16/Nahl, 52).



Allah (cc) kendi Rabliğini, İlâhlığını, rızık verici olduğunu, her şeyden haberdar ve her şeyi bildiğini, her şeye şâhit ve gözetleyici olduğunu, hesabı çabuk gören ve cezasının şiddetli olduğunu, bu nedenle kendisinden ittika edilmesini emrediyor.



'Takvâ' sahibi olmanın gereği şu âyetle çok net bir şekilde ortaya konuluyor:



"Ey insanlar, Rabbinizden ittika edin ki, (o gün hiç) bir baba çocuğu için bir karşılık veremez ve (hiç) bir çocuk da babası için bir şey verici değildir. Şüphesiz Allah'ın vaadi haktır. Artık dünya hayatı sizi aldatmaya sürüklemesin ve aldatıcı(lar) da sizi Allah ile aldatmasın." (31/Lokman, 33)