Takvâ ve Türevleri

'Takvâ' kelimesinin aslı 'veka' fiilidir. Bu fiilin masdarı olan 'vikaye, tevkıye, vikae' kelimeleri, sözlükte; bir şeyi korumak, himâye etmek, zarar verecek şeylerden çekinmek, bir şeyi başka bir şeyle, bir tehlikeye karşı korumaya almak demektir.



Bu bir anlamda zararlı şey ile kendi arasına bir engel koymaktır.



"Yarım hurma ile de olsa, sadaka vererek, kendinizi cehennemden koruyunuz (ittika ediniz)." Hadisinde bu anlamda kullanılmıştır (Müslim, Zekât 20, hadis no: 1016, 2/703; Nesâî, Zekât 63, 5/56; İbn Mâce, Zekât 28, hadis no: 1843, 1/591).



'Veka' fiili kökünden gelen 'ittika' sözlükte; vikaye'yi kabul etmek, bir başka deyişle, vikayeye girmek, elem ve zarar verecek şeylerden sakınıp kendini korumaya almak anlamına gelir.



Aynı kökten gelen 'tevekka' da 'ittika' anlamındadır.



'takvâ', 'ittika'nın ismidir ve sözlük anlamı olarak, kuvvetli himâyeye girmek, korunmak, kendini koruma altına almak demektir.



'Müttekî' ise, ittika eden, takvâ sahibi kimse demektir. (Bakınız: Müttekî)



Kur'an gelmeden önce Arapça'da takvâ kelimesi, insan ve hayvan gibi bir canlı varlığın kendini, dışarıdan gelebilecek bir zarara karşı kavunması anlamına gelmekte idi.