3- Düalizm (Seneviyye: Çift Tanrıcı Din):

İnsanlık tarihinde -her defasında- bir tevhid dininin yozlaşmasıyla or­taya çıkan şirk türlerinden biri de kâinâtın iki ilah tarafından yöne­tildiği (!) inancıdır.



Vaktiyle Mecûsilik adı altında İran halkı tarafından kabul edilen di­nin temeli, işte bu çift tanrılı şirk ilkesine dayanıyordu. Biri iyiliğin (Hürmüz), diğeri ise kötülüğün (Ahriman) temsilcisi olarak kabul edi­len iki tanrı -bu sapkın inanca göre- sürekli mücadele halindedirler.



Hz. Peygamber (sav)'in doğumundan yaklaşık elli yıl önce Mazdek [189] adında İranlı bir devrimci tarafından bu din üzerinde bazı değişik­lik­ler ya­pılmak istendi. 



Hz. İbrahim'in getirdiği tevhid dini, (nasıl ki Müşrik araplar tara­fın­dan putçu bir kimliğe dönüştürülmüş ise)  İran'da da Mecusilik adı al­tında ateşe tapınma ile sembolize edilen çift tanrılı bir şirk dinine dö­nüş­türülmüştü. İslamın ortaya çıkmasıyla bu din de aynen Cahiliye arapları­nın putperest dini gibi söndü. Hz. Ömer (ra) zamanında İran'ın fethedil­mesiyle birlikte Mecusilik silinmeye başlayınca bu inanç üze­rinde kal­maya direnenler, içine düştükleri moral çöküntüsü yüzünden Hindistan'a göçtüler. Sayıları gü­nümüzde çok azdır. Ateş yakarak iba­det ederler. 



Her yıl 22 Mart günü özellikle kürtler tarafından ateş yakılarak kut­la­nan Nevruz Bayramı, bu inancın müslümanımsılar arasında (gelenek bazında) devam eden silik bir görüntüsüdür. Çünkü kürtler İslam'a gir­meden önce Mecusiliğin temsilcisi olan  Zerdüşt'ün [190] di­nine bağlı idiler. Kürt mito­lo­jisine göre vaktiyle -zâlim bir kral olan- Dahhak'a karşı ver­dikleri müca­de­lenin başarıya ulaşması üzerine bir kurtuluş ve bağımsız­lık sembolü olarak Nevruz ateşleri yakılmaktadır. Ancak İranlıların da Nevruz'u yılbaşı olarak kutladıklarına bakılacak olursa bu olayın kürt mitolojisini doğrula­madığı, aksine mecusi gele­neğinin devamı olduğu kesinlik kazanmaktadır. [191]



Ayrıca burada, konu ile ilgisi bakımından şunu da belirtmek gerekir ki, kâinâtın sözde aydınlık ve karanlık olmak üzere iki farklı ve karşıt şeyler­den oluştuğunu savunan gnostisizmin, bir şirk felsefesi olduğunu ileri sürmek çok dolaylı bir yorum olur. Gnostik felsefe hakkında ortaya konabi­lecek bir tek yargı vardır, o da küfürdür [192]



Kur'ân-ı Kerim'de Şirk ve Müşrikler:



Kur'ân-ı Kerim'de şirk konusuna ve müşriklere çok geniş yer ve­ril­miş­tir. Müşrik insanın psikolojisi, müminlere karşı beslediği kin ve düşmanlık duyguları, çocuğun, müşrik anne ve babasına nasıl mu­amele edeceği, mü’minlerin onlara karşı nasıl hareket etmesi gerektiği, kıyamet gününde bir­birlerini suçlamaları ve Allah Teâlâ'nın, O'nlara ilişkin hükmü Kur'ân-ı Kerim'de çok çarpıcı ifadelerle açıklanmıştır.[193]