Kur'ân-ı Kerim'de Şirkin Tanım Ve Görüntüleri
Kuranda Şirk ve türevleri 168 yerde geçer. Şirk kelimesi geçmese bile, âyetlerin çok büyük bir bölümü, tevhidi hâkim kılmak için şirkle mücadeleyi konu edinir. Kuran-ı Kerim, müşrikleri, yeryüzünde birliği ve huzuru bozan, insanlar için zararlı, çirkin bir tip olarak görür ve necis, yani pislik olarak nitelendirir (9/Tevbe, 28). Kuranda şirk, herhangi bir şeyi, kavramı veya bir kimseyi tercih etme, önem ve kıymet verme, yüceltme bakımından Allahla eşit düzeyde görmek veya bunu davranışlarıya göstermektir. Kuran bize Allahı (c.c.) birçok sıfat ve isimleriyle tanıtmış ve Ondan başka ilâh olmadığını kesin ifadelerle bildirmiştir. İlâh, Allahın Kuranda bildirilen özelliklerine sahip olan varlıktır. Allah gerçek ve tek ilâhtır; Allahın sıfatlarına sahip olan başka hiçbir varlık olamaz. İşte, Allahın herhangi bir sıfatına başkasının Allahla birlikte veya bağımsız olarak sahip olduğunu iddia etmek, Allahtan başka ilâh kabul etmektir, yani şirktir.
Kuran-ı Kerimde birçok âyette Allah Teâlâ, insanları şirke düşmemeleri hususunda uyarır:
De ki: Ey câhiller! Bana Allahtan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz? Ey Muhammed! And olsun ki sana da, senden önceki peygamberlere de vahyolunmuşıur. And olsun, eğer Allaha ortak koşarsan amellerin şüphesiz boşa gider ve hüsrana uğrayanlardan olursun. Hayır, yalnız Allaha kulluk et ve şükredenlerden ol. Onlar, Allahı gereği gibi takdir edemediler. Halbuki kıyâmet günü bütün yeryüzü Onun tasarrufundadır. Gökler Onun eliyle dürülüp bükülecektir. O, müşriklerin ortak koştuklarından münezzeh ve yücedir. (39/Zümer, 64-67).
(İbrahim onlara) dedi ki: Siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet uğruna Allahı bırakıp birtakım putlar (tanrılar) edindiniz... (29/Ankebût, 25)
İnsanlardan bazısı Allahtan başkasını Allah'a -hâşâ- eşler, ortaklar, benzerler edinirler de onları Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün kuvvetin tümüyle Allahın olduğunu ve Allahın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi. (2/Bakara, 165)
Onlar (müşrikler), Onu bırakıp yalnızca birtakım dişilere tapar, onlardan yardım isterler. Onlar o her türlü hayırla ilişkisi kesilmiş şeytandan başkasına tapmazlar. (4/Nisâ, 117)
Allah dedi ki: İki ilâh edinmeyin. O, ancak tek bir ilâhtır. Öyleyse Benden, yalnızca Benden korkun. Göklerde ve yerde ne varsa Onundur, din de (itaat ve kulluk da) yalnız Onundur. Böyleyken, Allahtan başkasından mı korkuyorsunuz? (16/Nahl, 51-52)
Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarıp yakarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun. (26/Şuarâ, 213)
...Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının, yalan söz söylemekten de kaçının. Kendisine şirk/ortak koşmaksızın Allahın hanifleri (Onun birliğini kabul eden müminler olun). Kim Allah'a ortak koşarsa, sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürükleyip atmış gibidir. (22/Hacc, 30-31)
De ki: Gökleri ve yeri yoktan var eden, yedirdiği halde yedirilmeyen Allahtan başkasını mı velî/dost edineceğim? De ki: Bana müslüman olanların ilki olmam emrolundu. Ve sakın Allah'a ortak koşan müşriklerden olma! (denildi). (6/Enâm, 14)
Kâfirler Beni bırakıp da kullarımı evliyâ/dostlar edineceklerini mi sandılar? Biz cehennemi kâfirlere bir konak olarak hazırladık. (18/Kehf, 102)
Allah sizin düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. Velî (gerçek bir dost) olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah kâfidir. (4/Nisâ, 45)
Yardım görürler umuduyla, Allahtan başka ilâhlar edindiler. Halbuki onların (o sahte tanrıların, taptıkları putların) kendilerine yardım etmeye asla güçleri yetmez. Bilâkis onlar, bu mâbutlar için yardıma hazır askerlerdir. (36/Yâsin, 74-75)
Hiç şüphesiz, Allah, kendisine şirk koşanları bağışlamaz. Bunun dışında kalanlar ise, (onlardan) dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa elbette o uzak bir sapıklıkla sapmıştır. (4/Nisâ, 116)
Ey oğlum, Allah'a şirk koşma! Şüphesiz şirk, gerçekten en büyük zulümdür. (31/Lokman, 13)
Gönülden katıksız bağlılar olarak, Ona yönelin ve Ondan korkup sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden olmayın. (30/Rûm, 31)
Allah, sizlerden iman edip sâlih amellerde bulunanlara vaad etmiştir: Hiç şüphesiz kendilerinden öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa, onları da yeryüzünde halifeler (yeryüzüne hâkim, güç ve iktidar sahibi) kılacak, kendileri için beğenip seçtiği dini (İslâmı) kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları geçirdikleri korku döneminden sonra, güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibâdet ederler ve Bana hiçbir şeyi şirk/ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkâr ederse, işte onlar fâsıktır (büyük günahkârlardır). (24/Nûr, 55)
Onlar, Allahın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir. (22/Hacc, 74)
Biz insana, anne ve babasına (karşı) ihsânı/güzelliği tavsiye ettik. Eğer onlar, hakkında bilgin olmayan şeyle Bana ortak koşman için sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda, onlara itaat etme. Dönüşünüz Banadır. Artık yaptıklarınızı size haber vereceğim. (29/Ankebût, 8)
Onların tümünü toplayacağımız gün; sonra şirk koşanlara diyeceğiz ki: Nerede (o bir şey) sanıp da ortak koştuklarınız? Sonra onların: Rabbimiz olan Allah'a and olsun ki, biz müşriklerden değildik demelerinden başka bir fitneleri olmadı. Bak, kendilerine karşı nasıl yalan söylediler ve düzmekte oldukları da kendilerinden kaybolup uzaklaştı. (6/Enâm, 22-23)
Andolsun, Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesihtir diyenler küfre düşmüştür. Oysa Mesihin dediği (şudur:) Ey İsrâiloğulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a ibâdet edin. Çünkü O, kendisine ortak koşana şüphesiz cenneti haram kılmıştır, onun barınma yeri ateştir. Zulmedenlere yardımcı yoktur. Andolsun, Allah üçün üçüncüsüdür diyenler küfre düşmüştür. Oysa tek bir ilâhtan başka ilâh yoktur. Eğer söylemekte olduklarından vazgeçmezlerse, onlardan inkâr edenlere mutlaka (acı) bir azab dokunacaktır. (5/Mâide, 72-73)
Onlar, Allahı bırakıp bilginlerini ve râhiplerini rabler (ilâhlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesihi de... Oysa onlar, tek olan bir ilâha ibâdet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. Ondan başka ilâh yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden yücedir. (9/Tevbe, 31)
De ki: Ey Kitap ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allahtan başkasına kulluk etmeyelim, Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allahı bırakıp da bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim. Eğer yüz çevirirlerse, deyin ki: Şâhid olun, biz gerçekten müslümanlarız. (3/Âl-i İmrân, 64)
Onların çoğu Allah'a, şirk koşmadan iman etmezler (10/Yûnus, 106)
Yoksa onların birtakım şirk koştukları ortakları mı var ki, Allahın izin vermediği şeyleri, dinden kendilerine teşrî ettiler (bir şeriat/dinî kural kıldılar)? Eğer o fasıl kelimesi (azabı erteleme sözü) olmasaydı, derhal aralarında hüküm verilir (işleri bitirilir)di. Şüphesiz zâlimler için can yakıcı bir azap vardır. (42/Şûrâ, 21)
Ne zaman onlara: Allahın indirdiklerine uyun denilse, onlar: Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız derler. Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler? (2/Bakara, 170; Benzer âyetler için bkz. 5/Mâide, 104; 43/Zuhruf, 22-24; 7/Arâf, 28)
İçlerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar. Kâfirler dedi ki: Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür. Tanrıları bir tek ilâh mı yaptı? Doğrusu bu, tuhaf bir şey! Onlardan mele (ileri gelen bir grup, egemen güçler): Yürüyün, ilâhlarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, içi boş bir uydurmadan başka bir şey değildir. (38/Sâd, 4-7)
Çeşitli tanrılar mı daha iyi, yoksa kahredici olan bir tek Allah mı? Sizin Allahtan başka taptıklarınız, Allahın kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın taktığı (birtakım anlamsız) isimlerden başkası değildir. Hüküm, yalnızca Allahındır. O, kendisinden
başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur; ancak insanların çoğu bilmezler. (12/Yûsuf, 39-40)
Allahı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek ve yararları dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir derler. De ki: Siz, Allah'a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve yücedir. (10/Yûnus, 18)
Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktirler... (9/Tevbe, 28)
Kendisi hakkında hiçbir delil indirmediği şeyi Allah'a şirk/ortak koştuklarından dolayı küfredenlerin kalplerine korku salacağız. Onların barınma yerleri ateştir. Zâlimlerin konaklama yeri ne kötüdür! (3/Âl-i İmrân, 151)
Onu bırakıp ilâhlar mı edindiler? De ki: Kesin delilinizi getirin, işte benim ve ümmetimin kitabı ve benden öncekilerin kitapları. Hayır, onların çoğu gerçeği bilmez de yüz çevirirler. (21/Enbiyâ, 24)
O ancak tek bir ilâhtır. Doğrusu ben Ona ortak koşmanızdan mâsumum de. (6/Enâm, 19)
Allah ile birlikte başka bir ilâh edinip tapma. Ondan başka hiç bir ilâh yoktur. (28/Kasas, 88)
İşte, Rabbiniz Allah budur. Ondan başka ilâh yoktur. O her şeyi yaratandır. O her şeye vekildir. Gözler Onu görmez, O bütün gözleri görür. O latiftir, -her şeyden- haberdardır. (6/Enâm, 102 - 103)
De ki; O Allah birdir. O Allah sameddir. Her şeyin kaynağı ve yaratıcısıdır. Hiç kimseyi doğurmamıştır. Hiç kimse Onu doğurmamıştır. Ona benzeyen hiçbir şey de yoktur. (112/İhlâs, 1-4)
Kuranda birçok âyetlerde açıkça görüldüğü gibi, Allah, ibâdetin sadece kendisine yapılmasını emrediyor. İster içimizde ve ister dışımızda olsun bizi kendisine râm eyleyen, mutlak anlamda itaatkâr kılan, bizim bedenimizi ve ruhumuzu kendi kudretine göre yönlendiren, bizim enerjimizi kendi istediği yöne sevkeden, yani bizi teslim alan her güç, bizi kendisine kul yapmış demek olur. Oysa Rabbimiz, ulûhiyet, rubûbiyet ve ubûdiyeti bizim yalnızca kendisine tahsis etmemizi ve bu noktada bütün sahte ilâh ve rableri reddetmemizi istiyor.
Kuran-ı Kerimde birçok âyette Allah Teâlâ, insanları şirke düşmemeleri hususunda uyarır:
De ki: Ey câhiller! Bana Allahtan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz? Ey Muhammed! And olsun ki sana da, senden önceki peygamberlere de vahyolunmuşıur. And olsun, eğer Allaha ortak koşarsan amellerin şüphesiz boşa gider ve hüsrana uğrayanlardan olursun. Hayır, yalnız Allaha kulluk et ve şükredenlerden ol. Onlar, Allahı gereği gibi takdir edemediler. Halbuki kıyâmet günü bütün yeryüzü Onun tasarrufundadır. Gökler Onun eliyle dürülüp bükülecektir. O, müşriklerin ortak koştuklarından münezzeh ve yücedir. (39/Zümer, 64-67).
(İbrahim onlara) dedi ki: Siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet uğruna Allahı bırakıp birtakım putlar (tanrılar) edindiniz... (29/Ankebût, 25)
İnsanlardan bazısı Allahtan başkasını Allah'a -hâşâ- eşler, ortaklar, benzerler edinirler de onları Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün kuvvetin tümüyle Allahın olduğunu ve Allahın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi. (2/Bakara, 165)
Onlar (müşrikler), Onu bırakıp yalnızca birtakım dişilere tapar, onlardan yardım isterler. Onlar o her türlü hayırla ilişkisi kesilmiş şeytandan başkasına tapmazlar. (4/Nisâ, 117)
Allah dedi ki: İki ilâh edinmeyin. O, ancak tek bir ilâhtır. Öyleyse Benden, yalnızca Benden korkun. Göklerde ve yerde ne varsa Onundur, din de (itaat ve kulluk da) yalnız Onundur. Böyleyken, Allahtan başkasından mı korkuyorsunuz? (16/Nahl, 51-52)
Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarıp yakarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun. (26/Şuarâ, 213)
...Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının, yalan söz söylemekten de kaçının. Kendisine şirk/ortak koşmaksızın Allahın hanifleri (Onun birliğini kabul eden müminler olun). Kim Allah'a ortak koşarsa, sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürükleyip atmış gibidir. (22/Hacc, 30-31)
De ki: Gökleri ve yeri yoktan var eden, yedirdiği halde yedirilmeyen Allahtan başkasını mı velî/dost edineceğim? De ki: Bana müslüman olanların ilki olmam emrolundu. Ve sakın Allah'a ortak koşan müşriklerden olma! (denildi). (6/Enâm, 14)
Kâfirler Beni bırakıp da kullarımı evliyâ/dostlar edineceklerini mi sandılar? Biz cehennemi kâfirlere bir konak olarak hazırladık. (18/Kehf, 102)
Allah sizin düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. Velî (gerçek bir dost) olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah kâfidir. (4/Nisâ, 45)
Yardım görürler umuduyla, Allahtan başka ilâhlar edindiler. Halbuki onların (o sahte tanrıların, taptıkları putların) kendilerine yardım etmeye asla güçleri yetmez. Bilâkis onlar, bu mâbutlar için yardıma hazır askerlerdir. (36/Yâsin, 74-75)
Hiç şüphesiz, Allah, kendisine şirk koşanları bağışlamaz. Bunun dışında kalanlar ise, (onlardan) dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa elbette o uzak bir sapıklıkla sapmıştır. (4/Nisâ, 116)
Ey oğlum, Allah'a şirk koşma! Şüphesiz şirk, gerçekten en büyük zulümdür. (31/Lokman, 13)
Gönülden katıksız bağlılar olarak, Ona yönelin ve Ondan korkup sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden olmayın. (30/Rûm, 31)
Allah, sizlerden iman edip sâlih amellerde bulunanlara vaad etmiştir: Hiç şüphesiz kendilerinden öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa, onları da yeryüzünde halifeler (yeryüzüne hâkim, güç ve iktidar sahibi) kılacak, kendileri için beğenip seçtiği dini (İslâmı) kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları geçirdikleri korku döneminden sonra, güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibâdet ederler ve Bana hiçbir şeyi şirk/ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkâr ederse, işte onlar fâsıktır (büyük günahkârlardır). (24/Nûr, 55)
Onlar, Allahın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir. (22/Hacc, 74)
Biz insana, anne ve babasına (karşı) ihsânı/güzelliği tavsiye ettik. Eğer onlar, hakkında bilgin olmayan şeyle Bana ortak koşman için sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda, onlara itaat etme. Dönüşünüz Banadır. Artık yaptıklarınızı size haber vereceğim. (29/Ankebût, 8)
Onların tümünü toplayacağımız gün; sonra şirk koşanlara diyeceğiz ki: Nerede (o bir şey) sanıp da ortak koştuklarınız? Sonra onların: Rabbimiz olan Allah'a and olsun ki, biz müşriklerden değildik demelerinden başka bir fitneleri olmadı. Bak, kendilerine karşı nasıl yalan söylediler ve düzmekte oldukları da kendilerinden kaybolup uzaklaştı. (6/Enâm, 22-23)
Andolsun, Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesihtir diyenler küfre düşmüştür. Oysa Mesihin dediği (şudur:) Ey İsrâiloğulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a ibâdet edin. Çünkü O, kendisine ortak koşana şüphesiz cenneti haram kılmıştır, onun barınma yeri ateştir. Zulmedenlere yardımcı yoktur. Andolsun, Allah üçün üçüncüsüdür diyenler küfre düşmüştür. Oysa tek bir ilâhtan başka ilâh yoktur. Eğer söylemekte olduklarından vazgeçmezlerse, onlardan inkâr edenlere mutlaka (acı) bir azab dokunacaktır. (5/Mâide, 72-73)
Onlar, Allahı bırakıp bilginlerini ve râhiplerini rabler (ilâhlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesihi de... Oysa onlar, tek olan bir ilâha ibâdet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. Ondan başka ilâh yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden yücedir. (9/Tevbe, 31)
De ki: Ey Kitap ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allahtan başkasına kulluk etmeyelim, Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allahı bırakıp da bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim. Eğer yüz çevirirlerse, deyin ki: Şâhid olun, biz gerçekten müslümanlarız. (3/Âl-i İmrân, 64)
Onların çoğu Allah'a, şirk koşmadan iman etmezler (10/Yûnus, 106)
Yoksa onların birtakım şirk koştukları ortakları mı var ki, Allahın izin vermediği şeyleri, dinden kendilerine teşrî ettiler (bir şeriat/dinî kural kıldılar)? Eğer o fasıl kelimesi (azabı erteleme sözü) olmasaydı, derhal aralarında hüküm verilir (işleri bitirilir)di. Şüphesiz zâlimler için can yakıcı bir azap vardır. (42/Şûrâ, 21)
Ne zaman onlara: Allahın indirdiklerine uyun denilse, onlar: Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız derler. Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler? (2/Bakara, 170; Benzer âyetler için bkz. 5/Mâide, 104; 43/Zuhruf, 22-24; 7/Arâf, 28)
İçlerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar. Kâfirler dedi ki: Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür. Tanrıları bir tek ilâh mı yaptı? Doğrusu bu, tuhaf bir şey! Onlardan mele (ileri gelen bir grup, egemen güçler): Yürüyün, ilâhlarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, içi boş bir uydurmadan başka bir şey değildir. (38/Sâd, 4-7)
Çeşitli tanrılar mı daha iyi, yoksa kahredici olan bir tek Allah mı? Sizin Allahtan başka taptıklarınız, Allahın kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın taktığı (birtakım anlamsız) isimlerden başkası değildir. Hüküm, yalnızca Allahındır. O, kendisinden
başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur; ancak insanların çoğu bilmezler. (12/Yûsuf, 39-40)
Allahı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek ve yararları dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir derler. De ki: Siz, Allah'a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve yücedir. (10/Yûnus, 18)
Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktirler... (9/Tevbe, 28)
Kendisi hakkında hiçbir delil indirmediği şeyi Allah'a şirk/ortak koştuklarından dolayı küfredenlerin kalplerine korku salacağız. Onların barınma yerleri ateştir. Zâlimlerin konaklama yeri ne kötüdür! (3/Âl-i İmrân, 151)
Onu bırakıp ilâhlar mı edindiler? De ki: Kesin delilinizi getirin, işte benim ve ümmetimin kitabı ve benden öncekilerin kitapları. Hayır, onların çoğu gerçeği bilmez de yüz çevirirler. (21/Enbiyâ, 24)
O ancak tek bir ilâhtır. Doğrusu ben Ona ortak koşmanızdan mâsumum de. (6/Enâm, 19)
Allah ile birlikte başka bir ilâh edinip tapma. Ondan başka hiç bir ilâh yoktur. (28/Kasas, 88)
İşte, Rabbiniz Allah budur. Ondan başka ilâh yoktur. O her şeyi yaratandır. O her şeye vekildir. Gözler Onu görmez, O bütün gözleri görür. O latiftir, -her şeyden- haberdardır. (6/Enâm, 102 - 103)
De ki; O Allah birdir. O Allah sameddir. Her şeyin kaynağı ve yaratıcısıdır. Hiç kimseyi doğurmamıştır. Hiç kimse Onu doğurmamıştır. Ona benzeyen hiçbir şey de yoktur. (112/İhlâs, 1-4)
Kuranda birçok âyetlerde açıkça görüldüğü gibi, Allah, ibâdetin sadece kendisine yapılmasını emrediyor. İster içimizde ve ister dışımızda olsun bizi kendisine râm eyleyen, mutlak anlamda itaatkâr kılan, bizim bedenimizi ve ruhumuzu kendi kudretine göre yönlendiren, bizim enerjimizi kendi istediği yöne sevkeden, yani bizi teslim alan her güç, bizi kendisine kul yapmış demek olur. Oysa Rabbimiz, ulûhiyet, rubûbiyet ve ubûdiyeti bizim yalnızca kendisine tahsis etmemizi ve bu noktada bütün sahte ilâh ve rableri reddetmemizi istiyor.
s1 harfi
- 1) İnsanın Kendisini/Hevâsını (Basit Arzu ve Şehvetlerini) Tanrılaştırması:
- 2) Şirk-i Teb'iz:
- Allah'ın Elçilerine İtaat Ederler
- Bâtıla İman:
- c- Gayr-i Müslimlerin Tapınaklarına İbâdet Kasdıyla Gitmek:
- Enaniyetin Sebepleri
- Halkı Saptırmak İçin Çaba Harcamaları
- Hz. Peygamber Ve Şiir
- İbrâhim / İçimdeki Putları Devir / Elindeki Baltayla / Kırılan Putların Yerine / Yenilerini Koyan Kim?
- Kur'an-ı Kerim'e Göre Şirk Koşan İnsanın Ruhsal Yapısı
- Mürtede Karşı Tavır:
- Sevgi, Hürmet ve Bağlılık Yönüyle Şirk. Bir İnsanı veya Nesneyi, İdeolojiyi Aşırı Şekilde Severek Putlaştırmak:
- Şamanizm'de Bazı Görüşler ve Âdetler
- ŞEHVET
- ŞEREFE
- ŞEYHÜLİSLÂM
- Şuf'a Hakkını Kullanma Şekli:
- Şuf'a'nın Sebebi:
- ŞÜPHE
- Zorluğa ve Zamana Karşı Dayanıksız Olmaları
- 2) Ataların Yolunu Körü Körüne Tâkip Etmek, Gelenekleri, Örf ve Âdetleri Yüceltmek, Irkçılık:
- 3) Şirk-i Takrib:
- Allah'tan Başkasının da Gaybî Yollarla Fayda ve Zarar Verebileceğine İnanmak:
- d- İbâdet Kasdıyla Herhangi Bir Şahsa Secde Etmek:
- Güç ve Zenginlik
- Hatalarında Direnmezler
- Hevânın Putlaştırılması
- Kur'ân-ı Kerim, Müşrik Anne Ve Babaların, Mümin Çocuklarına Ne Diyor:
- Mallarından Rahatlıkla İnfak Edememeleri
- ŞÂFİÎ MEZHEBİ