İnsanların Şâkir-Şekûr Olmaları

           



Şekûr ve şâkir kavramları insanlar hakkında da kullanılmaktadır. Allah (c.c.) insanı bir yola (sebile) sevketmiştir, onu düzene koyarak ona akıl vermiş ve dünyaya göndermiştir. Böylece o acaba şâkir (şükreden) bir kul mu yoksa nankörlük eden bir kul mu olacak? (76/İnsan, 3)



Şâkir olma sıfatı bazı peygamberlerin de sıfatıdır. Meselâ Hz. İbrahim tek başına bir ümmet idi ve şâkir (şükreden) bir kuldu (16/Nahl, 120-121). Nûh (a.s.) da şekûr (şükreden) bir kimse idi (17/ İsrâ, 3).



Kulların şükredici olmalarını belirtmek için de bir çok âyette ‘şâkir’ kelimesinin çoğul halinin (şâkirûn-şâkirîn) kelimelerinin kullanıldığını görmekteyiz (21/Enbiyâ, 80; 3/Âl-i İmrân, 114, 145; 7/A’râf, 17, 144).



Kur’an, Hz. Dâvud’a ve Hz. Süleyman’a Allah’ın verdiği çeşitli nimetleri saydıktan sonra, onlara ve onların kişiliğinde diğer kullara şöyle sormaktadır:



“Siz, şâkirlerden (şükredenlerden) olmayacak mısınız?” (21/Enbiyâ, 80)