'Sebil' Sözcüğü

'Sebil', sözlükte, üzerinde kolaylıkla yürünebilen yol demektir. Çoğulu 'sübül'dür.



'Sebil'; delil, çare, sebep, günah mânâlarına da gelir.



Bu anlamda Kur'an'da şöyle geçmektedir:



"Sizi sarsıntıyı uğratır diye yerde sarsılmaz dağlar bıraktı, ırmaklar ve yollar (sebiller) da kıldı. Umulur ki, doğru yolu bulursunuz." (16/Nahl, 15)



Türkçede 'sebil', Allah rızâsı için dağıtılan suya, hayır için yapılan çeşmeye ve binâlara denmektedir.



İnsanın önünde iki yol vardır. kendi özgür irâdesiyle bu iki yoldan birini seçebilir. İnsanı yaratan Allah (cc), ona bu iki yolun ne olduğunu, özelliklerini, hangisine uyarsa nasıl bir sonuçla karşılaşacağını bildirmiştir. Allah (cc) insanı düzene koyup yaratmış, ona takvâyı da fâcirliği de, Allah'tan korkma-çekinmeyi de, O'na karşı isyan etmeyi de öğretmiştir (91/Şems, 7/8).



"Muhakka ki onu (insanı) yola (sebîle) ilettik; ister şükreder, isterse küfreder." (76/İnsan, 3). Yaptıklarının sonucu kendisini bağlar.



Yeryüzünde insanın yürüdüğü yolun adı 'sebil'dir. Bu yol, aslında bir 'tek' olmasına rağmen, eğer insan kendi nefsine ve şeytana itaat ederse, 'yol' ikiye ayrılır.



İnsan kendi hevâsına uyar ve câhillik sebebiyle Allah'ın yolundan ayrılır ve başka yollara sapar. Allah'ın yolundan ayrılıp başka sapık yollara gitmeye Kur'an 'ğayy' demektedir (2/Bakara, 256).



Kur'an'da Allah'ın yolu anlamında din, şeriat, tarikat ve sırat kelimeleri de kullanılmaktadır.



'Sebil', olumlu ve olumsuz anlamlarda kullanıldığı halde, yine yol anlamına gelen 'sırat' genellikle olumsuz anlamda kullanılmaz.



 [2]