BÜTÜN ELÇİ'LER BÖYLE ÖĞRETTİ

[231]



Muhakkak ki bütün ameller Allah (c.c.) içindir. O’na hamd eder, O’ndan yardım ister, O’nun bağışlamasını dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O’na sığınırız. Allah (c.c.) kimi hidayete erdirirse onu saptıracak, kimi de sapıklığa düşürürse ona da hidayet edecek yoktur.



Şahitlik ederim ki, Allah’tan başka ibadete layık ilah yoktur. O birdir ve O’nun hiçbir ortağı yoktur ve yine şahitlik ederim ki, Muhammed (s.a.v.) O’nun kulu ve Rasûlüdür. Allah’ın salat ve selamı O’nun üzerine olsun ve Allah (c.c.) O’nu mübarek kılsın. Allah’ın (c.c.) diğer nebi ve rasullerine de salat ve selam olsun. Onlar ki, tevhidin elçiliği görevini yüklendiler, bu görevi tebliğ ederek eda ettiler ve Allah (c.c.) yolunda gereği gibi cihat ettiler. Allah (c.c.) onları en büyük, en mükemmel ve en faziletli ödüller ile ödüllendirsin.



Muhakkak ki bizler, İslam ve bağlılarının mevcut olmasına rağmen, dinin yeniden hayata geçirilmesinin gerekli olduğu fetret (ara) dönemlerinden bir dönemde yaşamaktayız. Musa’nın (a.s.) dediği gibi:



“Rabbinizin, düşmanınızı yok etmek ve nasıl davranacağınıza bakmak için, yeryüzünde sizi yöneticiler yapması umulabilir.” (A’raf: 7/129)



O, kavmini ve kendi bağlılarını Allah’a (c.c.) şikayet ediyordu. Şüphe yok ki, İslam yolu örnekler yoludur. Öyle bir yol ki, ıslah arayanlar, her zaman ve her mekanda bu yola girmek için koşmalı ve birbirleriyle yarışmalıdırlar. Bu yol -Allah’ın salat ve selamı üzerlerine olsun- nebilerin yoludur.



Günümüzde de dini ıslah etmek isteyenler, davetlerinin ne olduğu, nasıl davet ettikleri, doğru yol üzerinde nasıl basiretle yaşadıkları görülsün diye nebilerin yolu üzerinde hareket etmek zorundadırlar.



Biz burada, -Allah’ın (c.c.) salat ve selamı üzerlerine olsun- nebi ve rasullerin davet mevzuunu anlatacağız. Bu açıklamalarımızda öğretici işaretler alınmasını umarız.[232]