Resul'ün Yahudilerle Mücadelesi:

Önceki sayfalarda Resullerin kavmin önde gelenleri ile olan mücadelelerini incelemiştik. Bu önde gelenler arasında özel bir grup vardır ki, şimdiye dek pek çok Resul tarafından doğruya davet edilmiş, ancak hep isyan ve düşmanlıkla cevap vermiş, hatta kendilerine gönderilen Resulleri öldürmüşlerdir. "İsyan etmeleri ve haddi aşmaları" nedeniyle Hz. Davud ve Hz. İsa gibi Resullerin diliyle "lanetlenen" (Maide: 5/78) bu topluluk, yahudilerdir.



Yahudilerden (ya da Kuran'da daha çok kullanılan isimleriyle İsrailoğullarından), Kuran'ın yüzlerce ayetinde söz edilir. Çünkü bu topluluk, tarih boyunca kendisine en çok Resul gönderilen ancak Allah'a ve Resullerine karşı da en çok isyan edip düşmanlık gösteren topluluktur. Kibirlilik, isyankarlık, bozgunculuk gibi klasik inkarcı özellikleri, Kuran'ın ifadesiyle "çok azı dışında" yahudilerin genel vasfı haline gelmiştir.



Yahudilerin inkarcı karakteri henüz Hz. Musa dönemindeyken başlamıştır. İsrailoğullarını Firavun'un baskısından kurtarmakla görevlendirilen ve bu yolda sayısız sıkıntıya katlanan Hz. Musa'ya karşı yahudilerin tavrı nankörlük ve isyandan başka bir şey olmamıştır. Firavun ordularının elinden büyük mucizeler sonucu kurtulan (denizin yarılması gibi) İsrailoğulları, ilk fırsata Allah'a ve Hz. Musa'ya itaatsizlik etmiştir. Yahudilerin bu nankörlüğü Kuran'da şöyle anlatılır:



"İsrailoğullarını denizden geçirdik. Putları önünde bel büküp eğilmekte olan bir topluluğa rastladılar. Musa'ya dediler ki: "Ey Musa, onların ilahları (var; onların ki) gibi, sen de bize bir ilah yap."



O: "Siz gerçekten cahillik etmekte olan bir kavimsiniz" dedi. "Onların içinde bulundukları şey (din) mahvolucudur ve yapmakta oldukları şeyler (ibadetler) de geçersizdir. O sizi alemlere üstün kılmışken, ben size Allah'tan başka bir ilah mı arayacağım? Hani size dayanılmaz işkenceler yapan, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı öldüren Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık. Bunda Rabbinizden sizin için büyük bir imtihan vardı." (Araf: 7/138-141)



Ancak İsrailoğulları Hz. Musa'nın bu hatırlatmalarını dinlememiş ve az biraz önce değindiğimiz gibi Samiri'nin önderliğinde yeniden Allah'a isyan edip O'na ortak koşmuşlardır. Hz. Musa'nın Samiri'yi sürgün edip, yaptığı putu yok etmesinden sonra yine defalarca ona isyan etmişlerdir. Savaşa çıkmak gerektiğinde "Ey Musa biz, onlar durduğu sürece hiç bir zaman oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin git, ikiniz savaşın. Biz burda duracağız" (Maide: 5/54) diyenler de, Hz. Musa'nın ölümünün ardından Allah'ın vahyini elleriyle değiştirenler de onlardır.



Yahudiler, Hz. Musa'nın ardından kendilerine yollanan Resullerin bir kısmını da öldürmüşlerdir:



"Onların (yahudilerin) üzerine horluk ve yoksulluk (damgası) vuruldu ve Allah'tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah'ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız yere öldürmelerindendi. (Yine) bu, isyan etmelerinden ve sınırı çiğnemelerindendi." (Bakara: 2/61)



"Andolsun; "Gerçek, Allah fakirdir, biz ise zenginiz" diyenlerin (yahudilerin) sözlerini Allah işitmiştir. Onların bu sözlerini ve peygamberleri haksız yere öldürmelerini yazacağız ve: "Yakıcı olan azabı tadın" diyeceğiz." (Ali İmran: 3/181)



Yahudilerin bu tavrı Hz. İsa ve Hz. Muhammed'e karşı da devam etmiştir. Hz. İsa'yı Romalılara ihbar eden ve çarmıha gerilmesi için çabalayanlar yahudilerdir. (Ancak Allah Hz. İsa'yı çarmıha gerilmekten kurtarmış, onun yerine bir başkası çarmıha gerilmiştir). Hz. Muhammed'i öldürmeye çalışan, ona karşı Arap kabilelerini kışkırtanlar da yahudilerdir.



Bundan dolayıdır ki, yahudiler Kuran'da müminlerin en büyük düşmanı olarak gösterilmiştir:



"Andolsun, insanlar içinde, mü'minlere en şiddetli düşman olarak yahudileri ve müşrikleri bulursun." (Maide: 5/82)



Madem yahudiler müminlere düşmandırlar, o halde müminler de en büyük mücadelelerinden birini yahudilere karşı vereceklerdir.



Yahudilerin müminlere olan düşmanlıklarının , İslam'a karşı "kin ve hınç"[217] beslemelerinin yanında bir başka özellikleri de, yeryüzünde sistemli bir fitne (bozgunculuk) örgütlemeleridir. Allah, kitabında yahudilerin uyguladığı sistemli fitnenin bir çok özelliğini bildirir. Kuran, İsrailoğullarının en çok dünya hırsına sahip olan topluluk olduğunu[218], kendilerini diğer insanlardan üstün gördüklerini[219], "insanların mallarını haksızlıkla yediklerini" ve onları faiz yoluyla sömürdüklerini[220], peygamberleri -ki bu hüküm aynı zamanda peygamber geleneğini devam ettiren lider konumundaki müminleri de içerebilir- "öldürdüklerini"[221], kendi soydaşlarını da öldürdüklerini veya yurtlarından sürdüklerini[222], "zalim" olduklarını[223], sıkça "ihanet" ettiklerini[224], "küfre sapanlarla dostluklar kurdukları"nı[225], insanlara "zulüm" yaptıklarını ve onları "Allah'ın yolundan alıkoyduklarını"[226] bildiriyor. Bu denli büyük bir fitneyi örgütleyen, yeryüzünde "savaş ateşini tutuşturan" ve "bozgunculuğa çaba harcayan" yahudiler[227], doğal olarak Allah'ın yeryüzündeki halifesi olan Resul ve müminler tarafından durdurulacaktır. Çünkü "Allah bozguncuları sevmez" (Maide: 5/64) [228]