Rasûllerin Görevi:

        



İnsanlar arasından seçilmiş rasûllerin görevleri, diğer elçilerden farklıdır. Şu âyet onların işlevini en güzel bir sekilde açıklıyor:



“Nitekim, kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, sizi tezkiye eden (temizleyen), size Kitabı ve hikmeti öğreten ve size bilmediklerinizi öğreten rasûller gönderdik.” (Bakara: 2/151)



Rasûller, açık deliller ile gelirler. Yanlarında ilâhí adaletin ölçüsü vardır. Kitabı ve onunla gelen gerçekleri mü’minlere öğretirler. Gücün, kuvvetin ve malın nasıl kullanılacağını bildirirler. Allah (cc), bu anlamda kimin peygambere yardım edeceğini, kimin onun davetine kulak vereceğini  imtihan etmektedir.[162]



Allah (cc) bazı rasûllere, nasıl yaşayacaklarını, hangi prensiplere göre hareket edeceklerini ve ibadetlerini nasıl yerine getireceklerini bildiren şeriatlar göndermiştir.[163] Ama bütün rasûller insanlara yalnızca Allah’ın dini olan İslâmı anlatmakla görevli idiler. Allah’ın rasûlleri arasında da bir ayrım yoktur. Hepsi de seçilmiş şerefli elçilerdir.[164]



Mü’minler, rasûllerin tümüne iman ederler. Rasûllere itaat etmek Allah’a itaat etmektir.[165] Rasûller bir şeye hüküm verdikleri zaman mü’minler ‘işittik ve itaat ettik’ derler. Son Rasûle iman eden mü’minler O’nun her hangi bir konuda verdiği hükme itirazda bulunmazlar ve O’nun verdiği hükümden razı olurlar.[166]



Mü’minler, Allah’ı sevdikleri için son Rasûl’e uyarlar, onu takip ederler.[167] Rasûller, insanlar için seçilmiş en güzel örneklerdir.[168] Mü’minler, Rasûl’ün getirdiği her şeyi almak, yasakladığı her şeyden de kaçmak zorundadırlar.[169]



Son peygamber olan Hz. Muhammed (sav), mü’minleri sever, onların üzerine titrer, sıkıntıya düşmelerinden dolayı üzülür.[170] O ve bütün Rasûller âlemlere rahmettir.[171]



Son Rasûl de diğer şerefli elçiler gibi, yalnızca mektup getiren postacı benzeri,  yani mesajı (vahyi) getirip haber veren kimse değildir. O, vahyi getirip haber verir, onu tebliğ etmek için çaba sarfeder ve o vahyi bizzat uygular. Daha doğrusu vahyin hedefini bizzat yaşayarak gösterir. Mü’minler O’na bakarak müslümanlığı nasıl yaşayacaklarını ve Allah’ın kendilerinden ne istediğini öğrenirler. Rasûl, Allah’ın mesajını insanlara ulaştırırken her türlü eziyet ve sıkıntıya göğüs gerer. Gerekirse vahyin düsmanları ile mücadele de eder.



Rasûller (rusül), insanlar arasında en emin (güvenilen) insanlardır. Ahlâk ve davranış bakımından üstün özellikleri vardır. Onlarda ne bir ahlâk düşüklüğü, ne çirkin bir davranış, ne de günah işlemek yoktur.



Onlar Allah’ın vereceği mükâfâtın müjdecisi, azgınlara vereceği cezanın da korkutucusudurlar.[172] İnsanların sorunları ancak onların getirdiği ölçülerle çözülebilir. İnsanlık ancak onların getirdiği mesaj ile gerçek huzura, insanlığa ve kurtuluşa ulaşabilir. [173]