Peygamberlere Olan İhtiyaç:

Allah, insanların iradelerini doğru itikad, güzel ahlak ve amel bakımından imtihan için yaratmıştır. Eğer, Allah Teâlâ, insanlara tekliflerini tebliğ edecek, iyilik yapanları müjdeleyici, kötülük yapanları azabından korkutucu resul ve nebilerini göndermemiş olsaydı, onların Allah'a karşı ileri sürecekleri delil ve bahaneleri olur; hakka irşâd olunmadıkları için küfür ve işledikleri çeşitli günahlardan dolayı mâzur tutulmaları lazım gelirdi. Halbuki Allah, işledikleri türlü türlü ma'siyetlerden dolayı insanların kendisine karşı ileri sürecekleri bir özür ve delilleri olmasın diye peygamberler göndererek onlara hüccetini tamamlamıştır.[87]



İnsanın tek başına aklı da onun yaratılışındaki gayeyi idrak etmesi ve doğru yolu bulmasına yeterli değildir.



Akıl her ne kadar Allah Teâlânın varlığını ve bazı sıfatlarını bilirse de O'na layık olduğu şekilde ibadeti, ahireti ve ondaki mükafat ve mücazâtı da bilemez. Halbuki insanların ıslahı ve hayatta amellerini düzeltmeleri için bunların bilinmesine çok ihtiyaç vardır. Bunların normal ilim yolları ile bilinmesine imkân yoktur. Bu dünyada ve ahirette ebedi saadetimiz için gerekli olan bütün bu bilgileri, doğruluklarına dair kendilerinde emareler yaratılmış ve mucizelerle tasdik olunmuş rasuller haber verir.



İnsanlar, tek başlarına hayırların hepsine, insanî fazilet ve ahlâkî kemallere ulaşamazlar ve bunlar da birleşemezlerdi. Çünkü, bencillik, nefis ve hevâları, onları hak ve hayırlardan alıkoyar, rezalet, ahlâksızlık, zulüm gibi batıl ve şerlerin peşlerinde koşarlar, adeta ormanlarda yaşayan iptidai ve vahşi insanlar gibi olurlardı. Hayır, ahlakî kemal ve faziletlerin hepsini bilmede insanlar Allah'ın gönderdiği peygamberlere muhtaç olmuşlardır.



İnsanlar; ferd ve toplumlarını ıslah edip ahlâk ve fazilette yükseltmede örnek alınacak ve örnek olacak, her bakımdan doğru dürüst bir eğitici ve terbiyeciye muhtaçtırlar. Islahatçı bilgin ve filozoflar ise günahlardan masum değildirler. Çok defa da kendi kafalarından koydukları kanun ve felsefelerine bağlı kalarak iyi örnek olamazlar. Bu hususlarda da yüzlerce hataların içerisine düşerler. Sadece peygamberler günahtan masumdurlar. Tebliğ ettikleri bilgileri kendi nefislerinde yaşayarak güzel örnek olurlar. Onlar her türlü günahlardan korunmakta Allah'ın yardımına mazhar olmuşlardır.



Peygamberlerden başka diğer ıslahatçıların ellerinde insanlara tatbik etmek istedikleri esasların doğruluğuna delâlet edecek bir delil ve âlamet de yoktur. Çok defa bu esaslar akl-ı selime ve insanın körelmemiş temiz vicdanına da aykırı düşer. O halde insanlar, muhtaç olup da bilemedikleri iki cihan saadetini gerektiren bilgilerin hepsini peygamberlerden öğrenirler. [88]