İsrâ ve Mirâc

İsrâ:  Hz. Peygamber (sav)’in bir gece vakti Mekke’deki Mescid’ül-Harâm’dan, Kudüs’deki Mescid’ül-Aksa’ya saniyelerle dahi ifade edi­le­meye­cek bir hızla nakledilmesi olayıdır. Kur’ân-ı Kerim bu olayın ke­sin şekilde cereyan ettiğini bize haber vermektedir.[42] 



Mirac da, O’nun bu yolculuktaki ilk durağı olan Kudüs’den, (insan id­ra­kiyle nerede olduğu bilinmeyen) Sidre’t-ül-Müntehâ Makamı’na yine pek süratli ulaştırılması olayıdır. Kur’ân-ı Kerim bu olayı da doğ­rulamak­tadır.[43]



İsra ve Mirac, Hz. Muhammed (sav)’in en büyük mucuzelerinden­dir. Bu hadise bizi kuşatan doğa yasalarının dışında olup bitmiştir. Bu ne­denle İsra ve Mirac’ı, insanın akıl ve idrak sınırları içinde açıklamak mümkün değildir.



Gerek İsra gerekse Mirac, imanın temel ilkelerinin ayrıntılarından­dır. Dolayısıyla bu iki olaya, ya da birine inanmayanın İslam dini ile iliş­kisi kesi­lir.[44]