Kur’an’da İsmi Geçen Peygamberler:



Gerçeklerin açıklanmasında sayısal ifadeler her zaman gerekli değil­dir. Çünkü sayılar yalnızca fizik güçlerin ve maddi değerlerin karşılaş­tı­rılma­sında işe yararlar. Oysa peygamberlerin varlığında mücadele ve çile­lerinde sayılarla asla ifade edilemeyecek gerçekler vardır. Hem sonra pey­gamberleri hangi sınıfla, hangi örgüt veya toplulukla karşı­laştırmak du­rumunda kala­cağız ki onların sayısını öğrenmek bizim için bir işe yarasın? Onlar ki in­sanlık tarihinin en üstün liderleri, en büyük mürşitleri, en faziletli öğret­menleri ve en güçlü kahramanları­dır; Öyle ise onları sayı ile anlatmaya ne hacet vardır!



Onlar önce hep tek başlarına mücadele alanına atılmış, ilâhi strateji­lerle düşmanlarına karşı savaşmış, ve bu yüce elçilerden, tertemiz ca­nını bu yolda verenler bile sonuç itibariyle hedeflerine ulaşmış, ha­sımlarını Allah (cc)'ın yardımıyla dize getirmişlerdir. Şu varki ilâhi hikmet, onla­rın sayısını bizden saklı tutmayı öngörmüştür.[29]



Kur'an-ı Kerim'de her millete mutlaka kendi içinden seçilen bir peygamber gönderildiği açıkça beyan edilmiş ise de[30], peygamberlerin adedi ve her birinin ismi bildirilmemiştir. Nitekim Nisa süresinde şöyle buyurulmuştur:



"Peygamberlerin bir kısmını bundan önce sana haber verdik, bir kısmını ise haber vermedik" (Nisa: 4/164)



Gerçi peygamberimizin bir hadisinde yüz yirmi dört bin gibi bir sayıdan bahsedilmiş ise de; bu adet kesin değildir. Kur'an'da yalnız 25 peygamberin isimleri zikredilmiştir. Bunlar, Âdem, İdris, Nûh, Hûd, Sâlih, Lût, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub, Yusuf, Şuayb, Musa, Harun, Davud, Süleyman, Eyyub, Zülkifl, Yünus, İlyas, Elyesa, Zekeriyya, Yahya, İsâ ve Muhammed (s.a.s) hazretleridir.



Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de ismi geçtiği halde peygamber olup olmadıkları hakkında bilgi bulunmayanlar vardır. Bunlar: Uzeyir, Lokman ve Zülkarneyn’dir.



Ehl-i Sünnete göre; peygamberlerin sayılarını tahdid etmemek daha doğrudur. Çünkü sayının tespit edilmesi halinde, eğer rakam büyük olursa, gerçekte enbiyadan olmayanların peygamber sayılanlar içine katılması; eğer küçük olursa, enbiyadan olanların peygamberlerden sayılmaması gibi bir durumla karşı karşıya kahnabilir.[31]



Peygamberlik makamı Hazreti Adem ile başlayıp Hazreti Muhammed Mustafa ile son bulmuştur. Bu iki peygamber arasında ne kadar peygamber gelip geçtiğini Allah’tan başka hiç kimse bilemez. Bütün peygamberler Kur’an-ı Kerim’de açıklanmamıştır.[32]



Zülkarneyn'in, Makedonya Kralı Büyük İskender ol­duğu yolundaki söy­lenti asılsızdır. Çünkü her şeyden önce İskender diye bir ad, Kur'ân-ı Kerim'de yoktur. Zülkarneyn'in adı ise Kehf Sûresi'nin 83 üncü Ayet-i Kerimesi'nde geçmektedir. Ancak İskender diye ikinci bir adının daha bu­lunduğunu kanıtlayan güvenilir bir bilgiye rastlanma­maktadır. Kaldı ki Büyük İskender'in bir peygamber, ya da bir veli olması şöyle dur­sun putperest bir müşrik olduğu ihtimali çok güçlüdür. Çünkü tarihler Onun Asya Seferi sırasında (M.Ö. 334 ilkbaharında Çanakkale Boğazı'nı geç­tikten sonra) Truva'da Priamos, Hektor ve Akhilleus adla­rındaki putlara ibadet ettiğini, onlara kur­banlar sunduğunu kaydetmek­tedir.



Allah Teâlâ, Ahkaf Sûresi'nin 35 inci Ayet-i Kerime'sinde Hz. Muhammed (sav)'e:



"Öyle ise sen de peygamberlerden -kararlı olanlar- gibi sabret (...)" diye emretmektedir. "Kararlı" diye tercüme edebileceğimiz bu ifade Kur'ân-ı Kerim'de "Ulu'l-Azm" olarak geçmektedir. Seleflerimiz, ka­rar­lılıkla nite­lenen elçilerin bütün peygamberlerden üstün oldukla­rını ve sayılarının beş olduğunu kaydetmektedirler. Bunlar başta pey­gamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) olmak üzere Hz. İbrahim, Hz. Nûh, Hz. Musa ve Hz. İsa efendilerimizdir. [33]