Peygamberlerin Kişiliği ve Peygamberlik

Peygamberler, Allah Teâlâ'nın, insanlar arasından seçip onlara elçi ola­rak gönderdiği değerli şahsiyetlerdir. Bundan da anlaşılacağı üzere peygam­berler bütün insanlardan belirgin bir şekilde ayrıldıkları birta­kım niteliklere ve ayrıcalıklara sahiptirler.



Önce şunu belirtmek gerekir ki Kainatın Yaratıcısı bütün varlıklar ara­sında insanları muhatap kabul etmekle onlara çok büyük bir değer vermiş­tir. Aralarından elçi seçmiş bulunduğu kimselere ise buna ek ola­rak bahşet­tiği üstünlükleri tahmin etmek güç değildir. Çünkü Allah'ın insanlara ver­diği değer, genel bir anlam taşır. Kimse kendisi için bu onurdan özel bir pay çıkaramaz. Fakat peygamberler böyle de­ğildir. Onlara verilen değer çok özel ve anlamlıdır. Aynı zamanda on­lar bunun farkın­dadırlar. Dolayısıyla bu yüce şahsiyetler sıradan in­sanlarla karşılaştırıldık­larında çok farklı oldukları anlaşılır.



Aslında peygamberler maddi açıdan diğer insanlarınkinden daha de­ği­şik ve özel çevrelerde, ya da ayrıcalığı olan ortamlarda değil, bilakis on­larla aynı şartlar içinde doğup büyürler. Mensubu oldukları mille­tin her­hangi bir ailesi içinden çıkıp yetişirler. Herkes gibi yer, içer, se­vinir, üzü­lür, hastala­nır, gezer ve çalışırlar. Bununla beraber ilâhi irâde ve takdir, ileride olağa­nüstü bir görevi üstlenebilecek yetenek ve güçle, ahlâk ve er­demlerle onları yetiştirir. Onlar vahiy alıncaya kadar kendilerini özel ola­rak yönlendiren bu yüce irâdenin farkında olmazlar. Hatta ilk vahyi alır­larken bu dehşet olayın, bir süre şokunu yaşar­lar. Ama bünyeleri bu geri­lime dayanabilecek güçte ya­ratıldığı için kısa bir süre sonra buna alışırlar.



Peygamberler tertemiz sütle ve helâl besinle gıdalanarak yetişirler. Bütün çirkin söz ve eylemlerden, daha çocukluk yaşından itibaren uzak du­rurlar. Yaşamlarının ilk döneminde de (haşa!) hiç bir yakışık­sız tutum ve davranış göstermezler. Onlar daha minik birer yavru iken bile onurlu, ağır başlı, sakin ve son derece dikkatli olurlar. Hafızaları çok güçlüdür. Gençlikte yaşıtları, dönemin doğal bir özelliği olarak bünyedeki enerjinin itişiyle çe­şitli çılgınlıklara yönelirlerken onlar hiç bir hafiflik belirtisi gös­termez, bila­kis güçlerini çok daha yapıcı, yararlı ve saygın işlerde harcar­lar. Bu suretle de Allah'ın koru­ması altında hayatın her türlü aşırılıklarından, çılgınlıkla­rından isra­fından ve bütün çirkinliklerinden uzak ka­larak insanlığa birer mürşit, birer öğretmen, birer öncü ve gerçek birer lider olarak yetişir­ler. [10]