2) Hükmî ölüm:

Kadı'nın ölümü gerektiren bir sebebten dolayı bir şahıs hakkında ölüm hükmünü vermesidir. Bazen şahıs sağ olmakla birlikte ölü hükmündedir. Meselâ bir müslümanın İslâm dininden çıkıp dârul-harb'e girmesi gibi. Bu kişi hükmen ölü sayılır, karısı kendisinden ayrılır, malları mirasçıları arasında taksim edilir ve hanımının iddet müddeti başlar. İddet müddeti dolduktan sonra, evlenmesi caiz olan kişilerden dilediğiyle evlenebilir. Daha sonra eski koca müslüman olur ve dârul-İslâm'a dönerse, aynen baki olan, kalan mallarını alabilir, mirasçıların harcadıkları ve sarfettikleri mallarının kendisine iadesini isteyemez. Ayrıca iddet müddeti dolduktan sonra bir başkasıyla evlenmiş olan eski kansına da dönemez.[5]