Akıncılar

Akıncılar mükemmel bir teşkilata sahiptiler ve sınır boylarında bulunurlardı. Bunlar hafif süvari birlikleri olup, asıl ordunun öncü kuvvetleri durumundaydılar. Çok hızlı hareket kabiliyetine sahip olan akıncı birlikleri, düşman topraklarına, ana ordudan önce girer, ve yaptıkları gerilla tarzı saldırılarla halkın kalbine korku salarak direnme güçlerini kırarlardı. Akıncılar sadece bir sefer esnasında görev yapmayıp, sürekli olarak düşman toprakları içinde faaliyet gösterir, hatta canları pahasına düşman hatlarının gerilerine sarkarlardı. İlk fetih dönemlerinde Evrenos Bey akıncıları vardı. Sonraları Mıhaloğulları, Tunahan Bey ve Malkoç Bey akıncıları ortaya çıkmıştır (İ. Nakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, Ankara 1982, l, 518).



Fatih zamanında, her şeyiyle teşekkül ettirilen Osmanlı ordusu, gerek teknik donanım ve gerekse teşkilat yapısı olarak son şeklini almıştı. Kanunî zamanında Osmanlı ordusu çağın en güçlü ordusu durumundaydı. Bu dönem de Osmanlı ordusu, Hindistan'dan Viyana kapılarına kadar çok geniş bir coğrafi sahada başarılı bir şekilde harekatlarda bulunuyordu. Ve bir çok cephede aynı anda savaş yapabilecek kuvvete sahipti. 1610'larda kapıkulu askerlerinin maaş yekûnu 80 milyon akçaya ulaşmıştı. Kanunî, ateşli silah kullanan hristiyan piyadelerine karşılık tüfekli Yeniçerilerin sayısının arttırılması ihtiyacını duydu. Bu durum giderlerin yükselmesine ve mali açıdan problemlerin ortaya çıkmasına sebep oldu. Tımarlı sisteminin gerilemesi ve eyalet askerlerinin dağılması sonucunu doğuran bu olay, devleti askerî yönden bir bunalımın içine sürükledi. 1683 yılında Viyana önlerinde bozguna uğramasından sonra yapılan savaşlar, Osmanlı ordusunu oldukça yıpratmıştı. Rus ve Avusturya cephelerinde aynı anda savaşmak zorunda kalan ordunun yeniden yapılanması zorunluluğu ortaya çıktı. XVII. yy. birtakım yenilikler yapılarak, Yeniçerilerden ayrı bir kuvvet oluşturulması düşünüldü. Ancak bu gerçekleştirilemedi. Sadece Yeniçeri Ocağında bazı düzenlemelerle yetinildi.



>>>>>