Bozulan İ'tikâfın Hükmü:

Hanefîlere göre: Bozulan vâcip i'tikâf, adanmış muayyen bir ay olursa, bozulan günler sayısınca oruçlu olarak i'tikâfı kazâ etmek icap eder. Yeni baştan i'tikâfa girmek gerekmez. Ramazan orucunda bir günün orucunu yiyen kimseye, bu bir günü kazâ etmek gerektiği gibi. Eğer i'tikâf, belirtilmemiş bir ay olarak adanmış olursa, bozulma hâlinde yeniden i'tikâfa girmek ve günleri arka arkaya getirerek bir ayı tamamlamak gerekir. İ'tikâf ister özürle ve ister özürsüz olarak bozulmuş olsun, hüküm değişmez. Bozulan, nâfile i'tikâf ise, i'tikâfın en az zamanını bir gün kabul edenler için, bir gün tamam olmadan önce bozulması hâlinde bu günün kazâ edilmesi ihtilâflıdır. Fakat daha ziyâde i'tikâfa devam edildikten sonra i'tikâfın özürlü veya özürsüz bozulmasıyla bir şey lâzım gelmez. Yapılan i'tikâf tamamlanmış olur. Nitekim bir kimse adak yapmaksızın i'tikâfa girer de sonra câmiden çıkarsa, üzerine bir şey lâzım gelmez.



Şâfiîlere göre: Mu'tekif i'tikâfı bozan işler yaparsa; eğer sünnet i'tikâfta ise bu yapılan işler geçmiş olan i'tikâfı bozmaz. Çünkü bu kadarı ile yetinecek olsa yeterli olur. Tamamlamak vâcip değildir. Eğer girilen i'tikâf vâcip bir i'tikâf ise ve peşpeşe olmasını şart koşmamışsa geçmiş i'tikâfı bozulmaz. Fakat burada adanmış olan günleri tamamlamak gerekir. Çünkü hepsi kendisine vâciptir, bir kısmını yapmış, diğer kısmı ise kalmıştır; kalanını tamamlaması icap eder. Eğer i'tikâfta peşpeşe olma şartını ileri sürmüşse, peşpeşelik bozulur, yeniden kendisine vâcip olan şekilde i'tikâfa başlaması gerekir.


İ'TİKÂF
i1 harfi