İsyan; Anlam ve Mâhiyeti

“İsyan”ın sözlük anlamı, bir şeyi asa (değnek/sopa) ile engellemek demektir. Bu kelime zamanla, her türlü karşı çıkma, itaatsizlik etme, karşı koyma anlamlarını kazanmıştır. İsyan edene “âsi” denir. Allah’ın emirleri ve ilkeleri çerçevesinde üzerine düşeni yapmaktan kaçınmak, Allah’ı dinlemeyerek itaatsizlik yapmak, İslâmî literatürde “isyan”dır.



Meşrû (dine uygun) bir yönetime itaat etmeyerek karşı çıkan, İslâmî kanunlara uymayan kimselerin yaptığı da bir isyandır. Bu çeşit isyankâra  “bağî” denilir. Hz. Musa’nın değneğinin adı da “as┠idi. Yani “isyan” kelimesinin  kökü  olan  kelime.  Hz. Musa’nın  asası  hem  bilinen değnek idi, hem de o günün tâğutu Firavuna karşı O’nun haklı isyanını sembolize ediyordu. Allah’a ve O’nun peygamberine itaat etmeyip isyanla damgalanan Firavun’a (bkz.10/Yûnus, 91; 79/Nâziât, 21) isyan, Hz. Mûsa’nın mucizesi olmaktadır. Hz. Mûsa’nın asâ mûcizesi, aynı zamanda, zâlim ve âsilere karşı kıyamı, onlara sopa göstermeyi ve isyanı da içermektedir.



Bilindiği gibi, Hz. Musa, Firavun’un tanrılığına ve saltanatına isyan etmişti. Çünkü Firavun, yoldan çıkmış ve tanrılık iddiasına kalkışmıştı. Bir zulüm düzeni kurmuş ve o düzen ile insanlara haksız yere hükmediyordu. Hz. Musa ise Allah’tan aldığı emirle ona karşı gelmiş, ona itaat etmemişti. İşte Hz. Mûsa’nın elindeki asa, zâlim yönetici Fir’avn’a isyanın sembolüydü. 



Şeytan, Allah’ın ”Adem’e secde edin” (2/Bakara, 34) emrine karşı gelerek ilk isyan eden oldu. Yani Allah’a karşı geldi, itaat etmedi. O yüzden olumsuz anlamda isyanın piri/duayeni şeytandır. Hz. Mûsa’nın isyanı ise müspet ve güzel bir isyandı. Demek ki isyan kavramı hem olumlu bir manaya, hem de olumsuz bir manaya gelebilir.



Hz. Âdem’in yasak meyveyi yemesi de bir itaatsizlikti. Bu, beşer olmanın sonucu idi. O, hatasında direnmedi ve tevbe etti. Halbuki şeytan isyanını sürdürdü, inatlaştı, hatta isyanını, isyana yönelten hevâsını/kötü duygularını ilâh haline getirdi.