İbadet Olarak İstiğfar:

        



Kur’an-ı Kerim diyor ki:



“Rabbinizden bağışlanma dileyin, doğrusu O çok bağışlayandır (Ğafur’dur)” (Nuh: 71/10)



İnsanların günahlarını temamen gören ve bilen yalnızca Allah’tır.[505] Öyleyse insanlar günahlarını yalnızca Allah’a itiraf ederler ve yalnızca O’ndan bağışlanma dilerler.



“Rabbinize istiğfar edin, sonra da O’na tevbe edin. Şüphe yok ki benim Rabbim Rahim’dir (merhamet sahibidir), Vedûd’tur (seven ve sevilendir).” (Hûd: 11/90)



“’Rabbimiz, biz inandık, bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru’  diyenleri, sabredenleri, doğru olanları, huzurunda boyun büküp divan duranları, Allah için (mallarını) harcayanları ve seherlerde istiğfar edenleri görmektedir.” (Âli İmran: 3/16-17)  



Peygamberimiz (sav) günahsız olmasına rağmen her gün yetmiş defa tevbe ve istiğfar ettiğini söylüyor.[505]



O, insanlara şöyle sesleniyor:



“Ey insanlar, Allah’a tevbe edin! Muhakkak ki ben (de en azından) günde yüz defa tevbe ederim.”[505]



Yine buyuruyor ki:



“Kalbimin üzerini unutkanlık (sıkıntı-gaflet) kaplar da bunun için günde yetmiş defa istiğfar ederim.”[505]



Başka bir hadiste şöyle buyuruluyor:



“(Amel) defterinin sayfasında çokça istiğfar bulana ne mutlu…”[505]



İnsan günah işlediği zaman bunda ısrar etmemeli, hemen istiğfar ve tevbe etmeli. İstiğfar, günahın bağışlanmasını istemek; tevbe ise, günahtan vaz geçmektir. Allah’a istiğfar etmiş bir kimse, istiğfarından önce günah işlemiş te olsa affedileceği umulur.[505]



İstiğfarın yalnızca dil ile yapılması yetmez. Bunun hem dil hem kalp ile yapılması gerekir. Her ibadette olduğu gibi niyet çok önemlidir. İhlaslı bir şekilde bağışlanma isteyip te günahtan vaz geçeni Allah affedebilir.



Peygamberimiz buyuruyor ki:



“Kim yatağına girince üç defa: ‘Estağfirullahe’l azím ellizi lâ ilâhe illa hüve’l Hayyu’l Kayyûm (Kendisinden başka hiç bir ilâh olmayan, diri ve her an yaratıkları gözetip duran yüce Allah’tan bağışlanma dilerim)’ derse, Allah onu savaştan kaçmış olsa da bağışlar.”[505]



Müslüman, insan olması dolaysıyla yanılıp hata edebilir, günaha düşebilir. Önemli olan günahta ısrar etmemek ve Allah’a istiğfar etmektir. Böyle yapmak imanın gereğidir.



Müslüman, kendisi için bağışlanma dileğinde bulunabileceği gibi, ana babası, ölmüş olsalar bile diğer müslümanlar için de istiğfar edebilir, bağışlanmalarını Allah’tan isteyebilir.[505]



Allah’ın isimlerinden biri de ‘Ğafûr veya Ğâfir’ yani, istiğfar edenleri, bağışlanma isteyenleri çokça bağışlayandır.[505]



Allah (cc) aynı zaman da ‘Ğaffâr’dır. Yani günahları çok çok bağışlayan, kullarını çok affedendir.[505]



O halde müslümanlar her zaman Allah’ın Ğafur ismine sığınırlar, hatalarının bağışlanması için yalnızca O’ndan yardım dilerler ve samimi bir dilekle O’na tevbe ederler. [505]