Kur'ân-ı Kerim Mürtedler

Hakkında Ne Diyor



Kur'ân-ı Kerim'de mürtedlere ilişkin nadir açıklamalar vardır. Bunlardan özellikle iki tanesi önemlidir. Allah Teâlâ bu âyetlerde, me­âlen şöyle buyurmaktadır:



“(...) Onlar becerebilirlerce sizi dininizden döndürünceye kadar si­zinle savaş­maya devam edecekler. Sizden her kim dininden döner ve ka­fir olarak ölürse İşte onların yaptıkları işler dünyada da âhirette de boşa çıkacaktır ve onlar ateş ehlidirler; Orada sürekli kalacaklardır.” (Bakara: 2/217)



Bu âyet-i kerimede genellikle tüm kâfir ve müşriklere yöneltilen ilâhî tehdit­lerin hemen aynısı mürtedlere de yöneltilmektedir. Bundan da çok iyi anla­şılmaktadır ki mürtedler de kâfirlerin bir şubesidirler.



Diğer âyet-i kerimedeki açıklama daha ilginçtir. Bu âyette Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:



“Ey inanlar ! Sizden her kim dininden dönecek olursa bilsin ki: Allah ya­kında öyle bir toplum getirecek ki onları sevecek, onlar da O'nu sevecek­ler; müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise sert olacak­lar; Allah yo­lunda cihad edecekler, hiç bir kınayıcının kınama­sından korkmayacak­lardır. Bu ise Allah'ın cömertliğidir; Onu dilediğine verir. Allah'ın cömert­liği geniş­tir. O tam bilendir.” (Maide: 5/54)



Bu âyet-i Kerimede dikkati çeken nokta şudur: Anlaşıldığı kada­rıyla İslamdan çıkıp açıkça başka bir din seçme küstahlığında bulunan kâfirlere ve onların pervasız küfürlerine Allah Teâlâ meydanı hiç bir zaman boş bı­rakmamıştır. Çünkü İrtidâd, bütün küfür çeşitlerinin en rezili ve en tehli­kelisi­dir.



Mürted insan açıkça: “Ben İslam'dan çıkıyo­rum” demekle başta Allah Teâlâ'ya, ondan sonra da İslam'a, bütün müslümanlara ve Kur'ân-ı Kerim'in getirdiği bütün evrensel gerçek­lere meydan okuyan azılı bir hak ve hakikat düşmanıdır! İşte bu yüz­den Allah Teâlâ her çeşit kâfire süre ta­nıdığı halde mürted insana hiç bir süre tanımamıştır. Dolayısıyla ne zaman birileri çıkıp bu cüreti gös­termişse Allah Teâlâ -Kur'ân'ın bir mucizesi olarak- en kısa za­manda ona layık olduğu cezayı vermiş ve Yüce İslam’ı başka kullarının gönül­lerine ve hayatlarına ege­men kılarak şanını ve şerefini de­vam ettirmiş­tir.



Nitekim tarihi gerçek­ler Kur'ân-ı Kerim'in bu çarpıcı mu­cizesini daima doğ­rulamıştır. Tarihte irtidâd etmiş nasipsiz topluluklar, güçlü İslam ordu­larının amansız dar­beleri altında yok olup gitmişlerdir. Çağımızın sapıklar lehinde dejenere olmuş sınırsız özgürlük anlayışına rağmen bugün bile biri çıkıp açık­tan açığa “Ben İslam'dan çıkıyorum, başka bir din seçtim!” diye­memekte, bu cüret ve cesareti kolay kolay göstereme­mektedir. Bu ise Yüce İslamın Kıyamete dek milyarlarca müminin gönül ve hayatlarında devam edece­ğini kesinlikle kanıtla­maktadır! [505]