İrtidâd, Neden Küfrün

En Az Rastlanan Türüdür.



Bunun nedenini iki noktada aramak gerekir:



Birincisi: Bir insanın özellikle düşünerek ve karar vererek İslam'dan bilinçle çıkıp dinsiz olmak, ya da başka bir dini seçmek için hiç bir haklı ve mantıklı neden bulamamasıdır. Çünkü İslam, gerçekle­rin tümünü kucak­layan en bü­yük gerçektir. İslam'ı yalanlamaya, Onu çürütmeye, hiç bir man­tık ve hiç bir otorite güç yetirememiştir. Aynı zamanda İslam o kadar rahat, o kadar kolay anlaşılan bir hayat ve ka­inat düzenidir ki insan zâten Onun atmosferinden dı­şarıya çıkama­maktadır. İslam, bir anlamda fıtrat ve doğa demektir. Dolayısıyla bilgi ve kültür düzeyi ne olursa olsun her müslüman, İslam'ı âdetâ solu­mak­tadır. Onun için de başka bir din arayışı müslümanın akıl ve haya­linden hiç bir zaman geçmez. Oysa İslam'ın dışındaki bütün dinlerin mensuplarında, hatta onların aydınla­rında, rahiplerinde ve  her rütbe­den din adamlarında bile bu arayış vardır. Nitekim Lübnan'daki arap hıristiyanların dinadamları ve en­tellektüel­leri tarihin her aşamasında ve her münesebette İslam’ın ve Kur'ân'ın yüceliğini dile getirmekten kendile­rini alamamışlardır. Vatikan bu kaygıyı daima taşımaktadır.



“İrtidâd”'a ender rastlanmasının ikinci nedeni ise çok ilginçtir. Çünkü kimli­ğindeki “İslam” sözcüğünden başka İslam'la hemen hiç bir bağı olma­yan, buna rağmen kendini belki de müslüman sanan bir­çok in­san daha vardır ki bunlar da İslam'dan çıkıp başka bir din seç­meyi hiç bir zaman dü­şünmemek­tedirler. Çok şaşırtıcı gibi görünen bu gerçeğin arka planındaki neden şudur:



Aslında çoğu pozitivist kâfir ya da müşrik olan bu insanların İslam'dan başka bir din aramamaları, onların hemen hiç bir dine önem vermemele­rinden kaynaklanmaktadır. Onlara göre: İslam demek, mev­litler, kandiller, çelenkler, ayinler, tarikatlar, fal ve büyüler gibi (İslam'la uzaktan yakından ilişkisi olmayan) bir sürü gelenekler, tören­ler ve şarla­tanlıklar demektir; Ve yine on­lara göre: İslam da aynen Hıristiyanlık, Musevilik, Budizm ya da Şintoizm gibi bir dindir; Dolayısıyla İslam'dan çıkıp başka bir dine girmek ya da dinsiz olduğunu söylemek anlamsızdır.



Tarihte iki kez toplu riddet olayı meydana gelmişse de bu her iki ola­yın teme­linde o günlerin özel nedenleri yatmaktadır.



Bunların birincisi, Hz. Peygamber (sav)'in vefatı üzerine henüz İslam'a ısın­mamış bulunan cahil çöl araplarının yaşadıkları depras­yon­dur.



İkincisi ise yine İslamı pek kavrayamamış olan Hazar Türkleri'nin VIII. inci yüz­yılda Kral Bulan'ın eğilimi üzerine topluca Museviliğe gir­meleri olayıdır. [505]