Güler Yüzle Yapılan İnfak

Peygamberimiz'in ilk emirlerinden olan "Hiç olmazsa güler yüzünüzle infak edin" emri, toplum mutluluğu açısından akıl almaz güzelliklerin kaynağıdır. Aynı zamanda bu alışkanlık ilahî kadere karşı saygıyı yaygınlaştırır. Her şartta güler yüze alışan müslümanlar, bir anlamda Allah'a karşı rızayı gelenek haline getirir. Peygamberimiz, bu güler yüz emrini verdikten sonra bütün ashab güler yüzü âdet haline getirdiler. Müslümanlığın o çetin günlerinde; bütün zulme ve eziyete rağmen o yüce kişiler hep güler yüzlü idiler. Onların yüzlerini görenler sanki cennetten henüz geldi sanırlardı. Bir müslümanın asık suratla gezmesi, konuşurken surat asması yasaktır. En azından bir infakı terketme olayıdır. Çünkü, asık surat bir yandan ilâhî takdire  karşı  gaflettir; ona rıza gösterilmemesinin sembolüdür. Bir yandan da kul hakkına ve insan kavramına saygısızlıktır. İnsanlara karşı önce güler yüz ve tatlı dille yaklaşmayı dinimiz vazgeçilmez bir infak ve sadaka saymıştır.[505]            



Mü'minler, bilirler ki, sahip bulundukları şeylerin yaratıcısı kendileri değildir. Bunlar rızık olarak Allah tarafından kendilerine bahşedilen bir ikramdan ibarettir. İşte bu itiraf ve şuur neticesinde mü'minler, fakir ve zayıf kimselere karşı iyilik ve ikram kapılarını açarlar. Bu kapıların açılması, kulların birbirine karşı kardeşlik duygusunu, insanlık şuurunu ve beşerî tesanüdü meydana getirir. Bu sıfatların kıymet ve ehemmiyeti insandaki cimriliğin ve egoistliğin zail olup yerini iyiliğe, cömertliğe terketmesiyle meydana çıkar. Aynı zamanda bu sıfatlar, hayatı çatışma ve ihtiraslardan uzaklaştırıp sevgi ve yardımlaşmaya sevkeder. Zayıf ve çaresizlere tam bir emniyet sağlayarak onlara vahşet ve hırs pençeleri arasında değil; kalplerde, gönüllerde yaşadıklarını hissettirir. İnfak; zekatı, sadakayı ve hayır yolda verilen her yardımı içine alan bir ifadedir. Zekat, infakın ihtiva ettiği umumilikten bir cüzdür. Ve infak, asıl olması hasebiyle zekattan önce emrolunmuştur. Peygamberimiz: "Malda zekâttan başka da hak vardır." (Tirmizî) buyuruyor. Bu hadis-i şerifte kastolunan mana, zekatı içine almakta olan infakın zekattan önce emrolunmasıdır.[505]