Ücretle Kur'an Okumanın Fıkıhtaki Yeri

Allâme İmam Birgivî bu konuda şunları söyler:  "Onlardan kim âhiret işini dünyalık için yaparsa, artık âhirette onun hiçbir payı yoktur."  O yüzden böyle bir okuyuşun sevabı olmadığına göre gerçekte sevabın satışı olan bu ücret nasıl câiz olabilir? Ma'dûmun (olmayan bir şeyin) satışı ise câiz değildir. Var olduğu kabul edilse bile, teslimi mümkün değildir." Teslimin de mümkün olduğu kabul edilse bile, bu, menfaatin bir şey karşılığı temlik edilmesidir. Buradaki menfaat ise sevaptır, kıraat değildir. Zira ücret veren sevabın hâsıl olmadığını bilse, mücerred okuma karşılığı bir kuruş bile vermez. O yüzden sevap teslim edilmeden ücrete hak kazanılamaz. Verdiğinin kıraat şartına bağlı olmayan bir sıla (hediye) olması, okuyanın da sırf Allah için okumuş bulunması mümkün değildir. Çünkü veren verdiğini, ancak muradına göre okunması için verdiğindendir ki, okunup okunmadığını izlemektedir. Okuyan da bir şey verilmemesi halinde okumayacaktır.[956]  



"Ameller, ancak niyetlere göredir ve herkes için, neye niyet etmişse o(nun karşılığı) vardır."[957] Bu meşhur  hadîs-i şerife  binâen,  niyetsiz amelin olmayacağında tüm âlimler ittifak etmiştir;  bahsini ettiğimiz bu meselede niyet yoktur. Okuyanın, ben sadece Allah rızası için okuyorum, ücret verenin de, ben sadece Allah için veriyorum demelerine de itibar edilmez. Zira riyanın (olduğundan başka türlü görünmenin) haramlığında da ittifak edilmiştir. Bunların böyle demeleri de riyadan başka bir şey değildir. Dolayısıyla bir masiyet karşılığında ücret almak nasıl câiz olabilir?



Kur'an-ı Kerim okumak da, bedenî bir ibadet olma bakımından, namaz ve oruç gibidir. Onun için, nasıl namaz ve oruca ücret almak câiz değilse, Kur'an okumaya ücret almak da câiz değildir. Bu, gerçekte bir sevap satma işidir ki, insanın geçmiş zamanlarda yaptığı amellerin sevabını satışa çıkarmasına benzer. Bunun da câiz olamayacağı nasıl ihtilâfsız bir gerçekse, berikinin de câiz olmadığı aynıdır.[958] 



İbn Âbidin, şu açıklamayı ilâve eder: Sevabın varlığı mâlûm değildir. Birisi sevabını kendinin, ya da ölmüş bir yakının ruhuna bağışlamak üzere birisine hatim okutup ücret verse, bu okuyuştan bir sevabın husûlü belli değildir ki, ücret vermesi gereksin. Hâsıl olsa bile, okuyan için hâsıl olmuş olur ve ücret karşılığı satılması yine câiz olmaz. Ya belli olmadığı zaman nasıl sahih olacaktır? Kaldı ki, böyle bir okuyuştan sevabın hâsıl olmayacağı açıktır. Zira sevabın bulunmasında amelin hâlis Allah için olma şartı vardır. Ücretle okuyan ise, dünyalık için okumuştur, Allah rızası için okumamıştır. Bunu şuradan da anlayabiliriz: Okutanın kendisine bir şey vermeyeceğini bilse -özellikle bu işi meslek haline getirenler- bir harf bile okumaz.[959]



İmam Nevevî de kitabında bu konuya özel bölüm açarak şunları söyler: Son derece kaçınılması emredilecek şeylerin en önemlilerinden birisi de, Kur'an'ın bir kazanç aracı haline getirilmesidir.[960]



Tâcü'ş-Şerîa: "Ücretle Kur'an okumanın, ne okuyana, ne de ölüye sevabı dokunur." Aynî: "Dünyalık için Kur'an okuyan, okumaktan alıkonulur. Bu durumda alan da veren de günahkârdır."[961] 



Şeyhu'l-İslâm Ankaravî Mehmed Efendi: "Kıraat ya tâattir (sevaptır), ya ma'sıyettir (günahtır), ya da mubahtır. Bir dördüncü şık düşünülemez. Eğer Kur'an-ı Kerim okumak, hadis-i şerif okumak gibi bir tâatse, bunların karşılığında ücret almak, tâate ücret almak olur ki, tâat üzerine ücret akdi yapmak sahih değildir. Eğer şarkı, türkü gibi bir ma'sıyetse, o zaman bu, ma'sıyete ücret almak olur. Bu ise bâtıldır. Yok eğer edebiyat vs. kitapları okumak gibi bir mubah okumaksa, o zaman da ücretle tutanın ücret vermeden bile sahip olduğu bir şeyi, ücretle yaptırması olur ki, bu mün'akid (geçerli) olmaz."[962]  



El-İhtiyâr ve Mecmau'l-Fetâvâ'da: "Kur'an için herhangi bir şey almak câiz değildir. Zira bu ücret gibidir" denmektedir. Ücrete benzeyen câiz olmazsa, ya ücret olarak alınan nasıl câiz olacaktır?[963]



İbn Teymiyye: "Kıraata ücret ve sevabını ölüye gönderme sahih değildir. Çünkü bu hususta hiçbir imamımızdan makul bir izin yoktur. Hatta ulemâ, okuyan, bir mal karşılığı okursa, bunun bir sevabı yoktur demişlerdir. Kur'an okuma karşılığı ücret alınamayacağında imamlarımız ittifak halindedir. İhtilâf, öğretmeye verilecek ücret konusundadır."[964] 



İmam Birgivî: "Bunun için vasıyette bulunmak bâtıldır. Alınan alana haramdır. Bu yolla Kur'an okuyan da, onu dünyanın bayağı metaına âlet ettiği için âsidir. Allah'tan da utanmazlar, bu Kur'an'ı birkaç değersiz dirhem (para) için, hayır, bilâkis tâlibi köpekler olan kazurat ve leşler için okurlar. Bu yolla insanları aldatabilirler ama, gaybın ve görünenlerin âlimi olan Allah'ı nasıl aldatacaklardır?!"[965]   


ÂYETLERİ UCUZA SATMAK
A harfi