d)

Tevekkül Edenin, Tasarruf Ettiği Hususlarda Vekaletin Caiz Olduğu Alanlarda, Başkasını Vekil Tayin Etmek Suretiyle Tevekkül Etmesi:



Böyle bir tevekkülde Kitap, sünnet ve icma’ın delaletiyle bir sakınca yoktur. Çünkü Yakub (a.s.) çocuklarına: “Oğullarım gidin, Yusuf’u ve kardeşini arayın, araştırın.” (Yusuf: 12/87) diye buyurmuştur. Peygamber (s.a.v.) de sadakayı (zekâtı) toplamak üzere, toplama memurları ve koruyucular tayin ettiği gibi, hadlerin isbat ve uygulanmasında da görevliler tayin etmiştir. Ali b. Ebi Talib’i (r.a.) de Veda Haccı esnasında kestiği kurbanlıkların derilerini ve üzerlerindeki semer ve diğer takımlarını sadaka olarak vermek, kendisi bizzat altmış üç deveyi boğazladıktan sonra yüzün geri kalanlarını boğazlamak üzere görevlendirmişti. İcma da böyle bir tevekkülün (vekil tayin etmenin) caiz olduğu şeklinde gerçekleşmiştir. Çünkü bu hususta vekaletin genel olarak caiz görüldüğü bilinen bir konudur. [48]