Kavmini Sevmek:

İslâm'ın kavmiyetçiliği reddetmesi kişinin mensub olduğu hânedanı veya kavim ve kabilesini veya milletini sevmemesi manasında anlaşılmamalıdır. Hatta Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in: "Kişi kavmini sever" hadisine göre,  kavim, kabile sevgisi fıtrî bir şe'niyyettir, onu ruhumuzdan tamamıyle söküp atmak mümkün de değildir.



Fahreddin-i Râzî, Kur'ân'da insanlar arasında birbirine karşı böbürlenme yasaklanırken, tefâvüt ve övünme  vasıtalarının çokluğuna rağmen, bunlardan hiç biri  ve meselâ zenginlik zikredilmeyip nesebin zikredilmesini, bununla övünmenin daha ciddi bir sebebe dayanması ile izâh eder ve neseble elde edilen şerefin kesbî olmadığını, hiçbir surette elden çıkmayacağını belirtir.



Esasen Kur'an-ı Kerim ırk şe'niyyetini inkâr etmez. Bizzat ırkçılığı reddeden ayette -ki yukarıda  kaydettik- ırk şe'niyyetinin kabul edildiği görülmektedir. İnsanlar aynı annebabadan yaratılıyor, fakat "büyük büyük cem'iyyetlere, küçük küçük kabilelere" ayrılıyor. Bir başka âyette de: "Lisanlarınızın ve renklerinizin birbirinden ayrı olması da Allah'ın (azamet ve kudretine delâlet  eden) alâmetlerdendir. Şüphesiz ki, bunlarda bilenler için ibretler vardır" (Rûm, 22) denir.



Hatta bir kısım hadisler, Müslümanı kendi kavim ve milletini sevmeye teşvik eder: "Sizin en hayırlınız, (asabiyete kaçarak, zulme yer vermedikçe), aşiretini müdâfaa edendir."



Hatta bir kısım sahih rivayetler açısından, İslâm'ın ısrarla emrettiği sıla-i rahim'in (ki bu, akrabaya yapılan iyilik demektir ve şahısla akrabasının durumuna tâbi olarak bu, bazan bir mal ile, bazan bir hizmetle, bazan  bir ziyaret, bir selâm ve benzeri şeylerle yapılabilir) gerçekleşmesi, yerine getirilmesi için kişinin ensâbını öğrenmesi gerekmektedir: "Nesebinizden sıla-i rahim yapacaklarınızı öğrenin. Zira, sıla-i rahm (akrabalık hukukunu edâ) akrabalar arasında muhabbet, malda bereket, ömürde uzama (sebebi)dir." (Tirmizî, Birr, 49). Buharî ve Müslim'de gelen bir rivayet aynı manayı te'yid  eder: "Rızkının genişletilmesinden ve ömrünün (sevab yönüyle) uzatılmasından hoşlananlar sıla-i rahmde bulunsunlar." [(Buhari, Edeb, 12; Müslim, Birr 20-21).] [2]