Hâkimiyet/Egemenlik Kayıtsız Şartsız Allah'ındır

Hukm kelimesi, sözlük anlamı olarak yargı ve yargıda bulunmak anlamındadır. Kelime, bütün kökleriyle, taraflar arasında ister anlaşmazlık bulunsun, isterse bulunmasın, belirli bir konunun gerçek değerinin anlaşılması için, bu konuda yetkili kabul edilen bir makama başvurma mânâsını içermektedir. Kur’ân-ı Kerim’de de bu anlamda kullanıldığı görülmektedir. Hukm kelimesinin Türkçede “egemenlik” anlamında kullanılan “hâkimiyet” şeklindeki söylenişi ise, hüküm koyma, hüküm verme yetkisi, yüksek egemenlik anlamıyla Arapçada yenidir.



Çağdaş hukukçular, hâkimiyeti şöyle tarif ederler: “Belli bir ülke ve o ülkede oturan hakiki ve tüzel kişiler üzerinde kullanılan ve devlet kişiliğine bağlı olan, ondan ayrılmayan aslî en yüksek hukukî iktidar veya kudrettir.”  Kısaca, “aslî ve en yüksek kumanda ehliyet ve yetkisi” şeklinde tanımlanabilir. Mevdûdî, hâkimiyeti tanımlarken şunları söylemektedir: “Siyaset biliminde bu terim; en yüksek iktidar ve mutlak iktidar anlamında kullanılır. Herhangi bir kimse ya da topluluğun hâkimiyeti elinde tutmasından maksat şudur: Onun her hükmü kanun mâhiyetini taşır ve kanun olur. Böyle bir kimse ülkesinde yaşayan fertlerin üzerinde hüküm yürütür ve sınırsız tercih ve yetkilerin sahibi olur. Onun yetki ve tercihlerini kendi irâdesi altında hiçbir şey sınırlandıramaz ve kısamaz. Bireylere verilmiş bulunan herhangi bir hak varsa, bu hak da ancak onun tarafından verilmiş olur. Hâkimiyeti elinde bulundurması sebebiyle herhangi bir kanun kendisini bağlamadığı için böyle birisi tam mânâsıyla kadir-i mutlaktır.”[295]



Mevdûdî’ye göre “bundan daha az kudret ve imkâna “hâkimiyet” denemez. Ancak böyle bir hâkimiyet, bugün artık farazî bir kavram haline gelmiştir. Alanı o kadar küçülmüştür ki, gerçek bir hâkimiyet veya siyaset biliminde kullanılan terim anlamıyla siyâsî hâkimiyet (politik egemenlik) dahi kalmamıştır.