Malın Ayıbını Söylememek ve Satış Anında Gizlemek

Rasûlullah (s.a.v.) bir yiyecek yığının yanından geçer. Elini yığının içerisine daldırır ve parmaklarına ıslaklık değer. Şöyle buyurur:



“Ey yiyeceğin sahibi! Bu nedir?”



“Ya Rasulallah, yağmur değdi” der. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur:



“Islanan kısmı insanlar görsün diye yiyeceğin üstüne koysaydın ya! Bizi kandıran bizden değildir.”[136]



Bugün, Allah’tan korkmayan bir çok satıcı; üzerini yapıştırarak, sandığın en altına koyarak veya malı güzel gösteren kimyasal maddeler vb. kullanarak maldaki kusuru gizlemeye çalışır. İşin başında motordaki bozukluğun sesini hissettirmeyen ancak müşteri malı alıp uzaklaştıktan az sonra etkisini kaybeden kimyasal maddeler kullanılır. Bazıları da malın son kullanma tarihini değiştirir. Müşterinin mala bakıp, incelemesini, denemesini engeller. Araba ve alet satan kimselerin çoğu sattıkları malın kusurlarını açıklamaz. Bu yaptıkları haramdır. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:



“Müslüman, müslümanın kardeşidir. Kardeşine, kusurlu bir şeyi kusurunu ona açıklamadan satması helal olmaz.”[137]



Yine bazıları, açık artırmayla yapılan satışta alıcıya “Bir yığın demir satıyorum, bir yığın demir...” (şeklinde malın ayıbını açıklamayan genel şeyler) diyerek sorumluluktan kurtulduğunu zanneder. Bu satış, bereketi olmayan bir satıştır. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur:



“Alıcı ve satıcı ayrılmadıkları müddetçe vazgeçme hakkına sahiptir. Eğer doğru söyler ve gerçeği açıklarlarsa satışları bereketli kılınır. Yalan söyler ve gerçeği gizlerlerse satışlarının bereketi kaldırılır.”[138]