İbâdetlerimiz ve Hamd

Ne Türkçede, ne başka herhangi  bir dilde "hamd" kelimesinin tam karşılığı yoktur. Hamd bir özgün Kur'an kavramıdır. Hamd, bütün anlamıyla Allah'a aittir. Çünkü övülmeğe lâyık her şey Allah'tandır. Zikir, şükür ve dolayısıyla dua ögelerini içeren hamd, tıpkı besmele gibi, müslümanların hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Her gün kılınan 5 vakit namazda kırk defa tekrarlanan Fâtiha sûresi hamd ile başladığı gibi, namazın girişinde okunan Sübhâneke'de, rükûdan kalkarken okunan tahmidde hamd kelimesi kullanılır. Tahiyyât'ın ilk cümlelerinde, “Salli” ve “Bârik” duâlarında, Kunut'ta, namazdan sonra çekilen tesbihlerde, ardından okunan tevhid  cümlesinde,  bayramlarda ve diğer bazı dinî merâsimlerde getirilen tekbirlerde senâ ve şükür manalarıyla birlikte hamd kavramı tekrarlanmaktadır. Hac ibâdetinin îfâsı sırasında her fırsatta tekrar edilmesi istenen telbiye'de de hamd yer almaktadır.



Efendimiz, Kurtarıcımız, Allah'a hamd ile başlanmayan her işin eksik ve bereketsiz olduğunu açıklamış (Ebû Dâvud. Edeb 18; İbn Mâce, Nikâh 19) ve aksıran her mü'minin "el hamdü lillâh"  demesini emretmiştir (Buhâri, Edeb 126). Hamdetmeyi içeren duâları okumanın, günahların bağışlanmasına vesile olacağını ve hamdin en faziletli zikirlerden biri olduğunu açıklamıştır. Yine hamdi içeren zikirlerin sadaka yerine geçeceğini haber vermiş, duânın en faziletlisinin el-hamdü lillâh sözü olduğunu belirtmiştir (Buhârî, Ezan 155, İman 19;  Müslim, Tahâret 1, Müsafirîn 84). 



Hz. Peygamber'den rivâyet edilen ve (besmeleyle birlikte) hamd ile başlamayan her önemli işin hayırsız ve bereketsiz olacağını belirten hadisin ve fiilî sünnetin etkisiyle olacaktır ki, İslâmî gelenekte bütün ciddi işlerin başında besmele çekilip hamdedilir. Bitiminde de bütün başarı ve nimetleri lutfeden Allah'a yine hamdedilip şükürde bulunulur. Rasülü Ekrem'in tavsiyeleri ve uygulamalarından olmak üzere konuşmalara, zikir ve dualara hamd cümlesiyle başlamak, yemeğe besmele ile başlayıp hamd ile bitirmek, aksırdıktan sonra hamdetmek gerekir. .... .................



Cuma hutbesinin her iki bölümü de hamd cümleleriyle başlar. İslâmî eserlerin ilk cümlelerini genellikle besmele ve hamdele oluşturur. Bir yazıda hamdeleye yer verilmemesi, o yazının önemli olmadığının bir işareti sayılmıştır. O yüzden müslümanların bütün resmî yazışmaları ile önemli akidlerinde besmeleden sonra hamdele zikredilirdi. Ayrıca, hamdele, müslümanların uykuya yatma, uykudan kalkma gibi günlük faaliyetlerinin başında ve sonunda zikredilen bir duâ cümlesi haline gelmiştir.[33]